acının birimi, ölçüsü yoktur. biri için çok hafif atlatılabilecek bir acı, başka bir insan için depresyona girme nedeni olabilir.
acılar yarıştırılmaz. bırakın herkes acısını dilediği gibi yaşasın; çok sevenin kısa sürede atlatması da, daha az sevenin aylarca acı çekmesi de doğaldır, kişiseldir.
Bana da biraz öyle geliyor. Belki de hiç aşk acısı çekmediğimdendir, hiçbir fikrim yok. Tek anladığım bunun çekici bir acı olduğu. insanlar aşk acısı çekici olduğu için kurtulma uğraşında bulunmuyor sanki. Bu yüzden aşk üzerine şarkılar yazıyor. Bu yüzden çok geniş bir kavram. Çünkü insanlar kendi verdikleri değere göre değiştiriyor bu kavramı.
Benim için en başta hiç anlamı olmayan ve yalnızca kendi yüklediğim anlamlar için hayatımda yücelmiş birisi bana zarar verirse ben de veririm. Hayatından çıkarmışsa ondan önce ben çıkarmışımdır zaten. Verdiğim değeri aldığım an önemsiz gelecek birisi için acı çekemem.
Benlik değildir bu tür şeyler.
Tamamen abartıdan ibaret olan acıdır, o kadar acının yanında acayip düşük bir acıdır hatta acı bile sayılmaz. Buna rağmen şarkıların çoğunda abartılı abartılı geçer.resmen acı görmemiş ergenlerin “acımı kimse anlayamazğ aşk acısı bu depresyona girdim evde Nutella yiyorum”diyerek geçindiği overrated acı.