her insan bunu yaşamamak için her şeyi yapar ama daha hiç kimse yaşamadan ölmemiştir herhalde. 10 yıl sonra acı/tatlı bir gülümsemeyle hatırlayacağı şeyler için hayatını mahvetmemesi gerektiğini devamlı hatırlaması gereken insandır aynı zamanda.
ölsen kurtulursun da o acı geçince o içine sıçtığın hayat, biraz siroz ve bayağı akciğer kanseriyle sen sürüneceksin sonuçta.
gerçekten gebermeyecek olan insandır, tabi hayatını sonlandırma amaçlı eylemlere girişmeyecekse.
bir kere o aşk acısından geberme hissini yaşıyorsunuz belki yıllar alıyor lakin bir daha bu şekilde yaşamıyorsunuz o acıyı, her türlü geçiyor. ayrıca acıyı yoksaymaktansa yaşayıp bir şeyler öğrenmek, acıyla büyümek çok daha iyidir. dayanıklı olur insan.
an itibari ile ev arkadadaşım ve bizzat kendimin yaşadığı durumdur. resmen bira içiyorum. halbuki bira bana dokunuyor. ama bu merete hayır diyemiyorum kaç gündür. biri beni durdursun. alkolik olmak istemiyorum. telefonuma bir mesaj bile gelmiyor arkadaş ya. delirmek üzereyim. tanıdık eş dost bana mesaj atsın gözünüzü seveyim. kendimi bu bataklıktan kurtaramıyorum. millet eğlenmek için içiyor biz dertleşmek için. bu böyle olmaz. o oğlan buraya gelecek.
günahtır ha diyince geçmez, sevmiş lan durumudur ki yanında olunması gerekir. ilk yardım müdahale amaçlı kendisini, mföali desidero ve benzer kıvamda şarkılar dinlemesine itelemek, bir de peluş ayı, kedi,pisi, miyav herneyse artık hediye edilmeli, ara ara sırtı sıvazlanır cinsten smslerle durum kontrolü yapılmalıdır.uludağ psikolojik destek hattı
insana pazar yerinde annesini kaybetmiş çocuk hissi veren duygu.
çok kötü acır. hani bir tırnağınızı sehpanın kenarına çarparsınız da yerde kıvranırsınız ya ondan daha çok acır. çaresi de yoktur. akılda sürekli sorular döner.
neden sorusu ile başlar acı. cevabı da bulunamaz ki bir türlü. en sonunda aldığınız nefesler ciğerinizi acıtmaya başlar. kendinizi uykuya verirsiniz, bu sefer kabuslar başlar. hıçkırıklara boğularak ağlarsınız rüyalarınızda. o kadar etkili ağlarsınız ki rüyanızda, sabah aynaya baktığınızda bir çift kızarmış göz günaydın der size. kahvaltı edemezsiniz, yemek yiyemezsiniz. ziyanı yoktur çünkü bir önceki gün de yiyememişsinizdir. hiç bir şeye konstantre olamazsınız. yolda el ele giden çiftler gördüğünüzde yunan askeri görmüş gibi kinlenirsiniz. sebepsizdir ama onların yüzünde acıdan eser yoktur. kıskandırır.
neden sorusu ile devam eder acı. nerede yanlış yaptım der insan tek başına sahilde yürürken. gitmek bu kadar kolay mıdır? işkence sadece kerpetenle mi yapılır sanki. yürek acımaya devam eder. anılar bir bir akla gelir.
neden sorusu ile biter acı. acı yürekte dev bir kor haline geldikten sonra kabullenmeye çalışır insan.
nerede yanlış yapıldığının ne önemi vardır. kalan yalnız kalırsa giden insafsız demek midir? insafsız biraz hafif kalmaz mıdır?
neden sorusu ile bitmez acı. bu acı neden bitmez diye sorulur. çünkü hayatın anlamı yoktur artık. başka hayatların anlamı olmuştur.
"kalbin acıması" yoktur. zira acıması olsa idi, bir nebze beyne itaat ederdi...
sevişmeden önce sevgilinin acı biber yemesinden kaynaklanan durumdur.
dudakların yanmasına rağmen öpüşmek zorunda kalmak en cı duygulardan birisi olsa gerek.
hayattaki bütün kötü şeylerin kendisini bulduğuna inanan insandır. kafasını kaldırıp etrafına bakmaz, evden çıkmaz, tembellik miskinlik bütün hayatını etkisi altına almıştır. yazdıklarımı bi okudumda benim lan bu.