''Aşık isen; kavuşursun mutlu olursun. kavuşamazsan deli, divâne...'' diyenlerle,
''Aşık olup evlen, ya anlaşır mutlu olursun, ya da anlaşamaz filozof olursun'' diyenler ölümüne kapışır.
Aşk acısı ile en fazla küçük iskender kadar bilge olunur. Anlamsız bir kaç kelime serpiştir işte sana bilgelik.
büyük yavanlığın zaman
kazandığı susuz gezegenlerin
arazisi! tarifsiz lanetlenişlerin
kuvvetli masumiyetiyle alay
eden merhale! talan
edilmiş yalnızlıkların tersyüz
çevrilerek bekletilmesiyle anlamlanmış
sahte mukaddes, sahte susayış, sahte
sabrediş izi!
toprak ve tüllerin kralı! zehrin bilgisi!
sen rüzgara uzat kalbinin mimarını ve çöz suyu deryadan, kat mermere,
acıt yeryüzünü!
Ben cidden bir şey anlamadım bu şiirden! Ünlem koyunca daha şairane oluyor galiba!
yıllardır sosyal medyayı gezerim ve içimden derim ki her aşık biraz bilgedir, hele ki kavuşamayanları görünce. ne büyük sözler etrafında acıların izdüşümü yufka yüreciğime düşer. bazen görürüm bir zamanlar canım dediğine fahişe diyenini de ve nasıl da aşklar var diyerek canı yanmışlığına yorarım. yorgan altı aşklara denk geldikçe içime çocuksu bir ahmaklık tebelleş olur. platonik sevdalara yelken açanların yelkenine bir nefes de ben üfürürüm. aşk acısıyla pişeni de yananı da, gerçekten yananı da, hepsine dostum derim. dostum, bir insandan aşkı çıkar geriye neyi kalır ki. ne yaparsan aşkla yap demişlerdi herhalde, kepçüklerime bir yerden çalınmış gibi bu söz. öyle bir şey. derinliğe giden bir yol olabilir aşk. ben de, ben de aşk isterim. en baştan ayrılığı, kaybetmeyi göze alarak. işte plaktan haluk levent çalıyor bilge bir eda ile, robdöşambrıma sığmıyor kalbim. en büyük aşk zor olandır.
*aşk şiiri okuyup/dinleyip ağlayan güzel insana ithafen. aşkla kalın. süslü cümlelerden sakınarak, derine, en derine...