zira en alakasız şeyde bile o acıyı yaşayacaklardır. korku filmindeki baş rol oyuncularının gamzelerini görünce aklınıza o kişinin gamzeleri gelecek, gülümseyen birini görünce aklınıza o gülümseyiş gelecek... zaten bilinçaltınız o'nu hatırlamak için bahane arıyor, siz de önüne binlerce bahane sunmuş olursunuz.
ha nasıl kafamızı boşaltırız diyenlere tek bir önerim var; kasmayın, hiç bir şey işe yaramıyor.
acıya acı katmak isteyen de olabilir pek tabi..
o zaman da
(bkz: my sassy girl)
(bkz: zombieland) bu film alakasız gibi görünse de zamanında o aşk sahneleri beni baya bi hüzünlendirmiş, mına koiimm böyle aşkın ızdırabının dedirtmiştir.
dövüş kulübü - çektiğiniz acıların hiç bişi olmadığını ve dibe battıkça rahatlayacağınızı anlatır.
taxi driver (martin scorsese filmi, taksi kaç diye sormayın.) yalnızlığın insanı güçlendireceğini anlatır.
hannibal'la ilgili herhangi bir film. yalnız adam güçlüdür.
im july i izleyinde geberin ama bizim sözlük izlemesin, diğer sözlüklere tavsiye olsun ekşide yazanlara mesala. patır patır düşsünler aşk acıları depreşsin bu filmlede, yazık yazar olcam diye bekleyen gariplerim çaylak olmaktan kurtulsun. bellide olmaz ters tesir yapar mı yapar. bir aşk doktoru eşliğinde izlenmesi taviseye olunur, bu mu ne bu da ilerdeki benin bir tavsiyesi, bunu 3 yıl sonra okuyan gelecek nesiller içinde bir naçizane doktor tavsiyesi.