Çekmediğim için çekenlere sabır dilediğim durumdur. Zira hayata karşı motivasyonsuzluk, anksiyete, isyan ve arabesk bir ruh hali ve devamında depresyon gibi sakıncılı sonuçları vardır. Zamanında bizzat deneyimlediğim için en iyi önerim telefon, ağır şarkı ve alkolden uzak durulması olacaktır çünkü bunlar yaraya tuz atar.
evet bu entrylerin devamı gibidir. her şey. aşka acısı çekmek küçümsensek veya dalga geçilmeyecek konuların başında geçilir. sadece kendinle dalga geçebilirsin. ulan ben aşık olmuşum dersin aynaya bakarken. gülersin işte ama sadece kendi kendine yaparsın bunu başkalarına sakız yapılmasını izin vermezsin.
devam edersin sadece hayata, nefes almaya. aç kalmamaya. bu başlıklardan bu yazarlardan biriside benim, bendim evet ilk zamanlar çok zor geçer. ama gerçek aşkta zordur. öyle herkese o kutsal kelimeyi yani seni seviyorumu sakız yapmamak lazım. herkese mavi boncuk veripte yok ben aşk acısı çekiyorum bilmemne denilen kişi asılmalıdır. evet faşizan bir düşünce gibi olabilir. ama sen herkese seni seviyorum de o kutsal 2 kolay gibi gözüken ama zor herkese kullanılmayan kelimeyi kullan. sonrada yok ben aşk acısı çekiyorum. o zaman sen terk edilmeyi hak ediyorsundur. konuyu değiştirmeden devam.
terk edilmek, tekme yemek bunlar gerçekten insana ilk zamanlar koyar... tamam zaman kavramı zamanla unutursun. çivi çiviyi söker dersin veya derler. bu insanın karakterinle alaklı bir şeydir. şöyleki. bu kelimeyi kabıl edip hayata devam edersen başkasınada aynı kelimeleri sarf edersin. sürekli kısır döngümü yaşıyacaksın. o seni unutturackmı. unutturdumu. hıı o zaman eyvallah denir. ama sen önüne gelipte çivi tamam o zaman poponun diğer tarafına tekme izi çıkacaktır genellikle. bir tarafında o ok dururken bir tarafında o lanet tekme izi dururken. bir taraftan o oku çıkarmaya çalışırken bir taraftanda o morluğu o tekme izini nasıl kaybederim diye düşünürken. o zaman sanata yönelirsin. işte aşkın ilk adımları veya ortaları başlamıştır. şiirler, denemeler, yazılar, makalaler. belkide müziğe yönelirsin. belki işi abartır onun resimlerini yapmaya başlarsın. evet memo tembelçizer gibi konuyorum ama iddaa ediyorum. eğer aşık olmuşsan yarı delirmişsin ve o delilik ağır basan kısmın seni sanata yönlendirmiştir. en basitinden sevgiliyken bile neler yazmışsındır. o gözlerinin içine o anda doğaçlama olarak ne kelimler çıkmıştır ağızından.
ona bakarak o anda belkide ömründe ilk defa duyduğun kelimeleri. kullanmışsındır. şiir yazmışsındır, gece yarılarına kadar kimbilir neler demişsindir. o an not tutamamışsındır. ağızdan hepsi birer birer doğaçlama olarak çıkmıştır genellikle böyledir. o gözlerinin derinliklerine bakarken neler demişsindir. ilk aşamada aşık olmuş sayılırsın. bundan sonrası gelir. eğer kalas değilsen romantik olmaya çalışırsın yazarsın. ister mesajla ister o gözlerinin derinliklerinde boğularak. hababam birşeyler üretirsin kendi lugatını oluşturursun. taa ki her zaman söylendiği gibi mutluluk bile acı veriyor çünkü sonu olduğunu biliyorsun ki zamana kadar.
ayrılık gelip çatar. sebepsiz yere veya ortada gerçek bir sorun varken. sebepsiz yere terk edilmek daha beteridir. muallakta kalırsın. direk yüzüne ne olduğunu söylemeden çekip gitmiştir. ortada konu yoktur gibi birşeydir. değil incir çekirdeği. hiç bir şeyi doldurmaz. uzaklıkmı bahane. yoğunlukmu bahane. bunlar sadece bahanedir önemli olan yola çıkmaktır. yola çıktıktan sonra bir nefes kadar yakın olur insan sevdiğine, sevdiceğine, aşık olduğu kişiye. önemli olan önemli bahane bulabilmek. benim karşıma önemli sorunlarla çıkıcaksın. o zaman ben terk edildikten sonra şair olayım ressam olayım. yüzüstü bırakılmak budur. ama sen hala o aşkın büyüsüne kapılmışsındır. hala daha eros seni gıdıklıyordur. bir abim, arkadaşım, dostum gerçekten sevdiğim ve saygı duyduğum birisi burası çok önemli geldi bana maymun bile dedi başka dal a geçmeden senin dalını bırakmaz. işini sağlama alıp o dala tutunduktan sonra seni bırakır. evet kesinlikle katılacak bir olaydır. ben öyle ummuyorum kimse sevgilisiveya aşış olduğu birisi için böyle düşünemez. çok nadirdir. her zaman istisnalar kaideyi bozmaz tabi ki.
konu toparlanırsa aşk acısı çeken yazarlardan birisi benim, bendim pat diye atlatılacak şeyler değillerdir bunlar. saniyelerin dakikalarla alışverişi dakikaların saatlerle alışverişi. günlerin haftalarla haftaların aylarla. güneşin ay ile alışverişi o lanet zamanın geçmesi bilmez kolay olmaz. başkasına göre zaman su gibi akıp giderken aşık ve terk edilmiş birisi için böyle durum geçersizdir. sanki güneş hiç doğmayacakmış gibi hissersin geceyi. sanki saat aynı duruyormuş gibi kalır. aslında vakir geçiyor bu entry i girerken bile vakit geçti geçiyor. ama bunları düşünerek. bomboş sokaklaarına geri dönersin. görünmeyen pelerinin arkandan seni takip ediyordur. gölgen bile sana küsmüş gibi hissersin. dostum sen aşıksındır başka birşey değildir. belkide bu aşıklık senin beyninin tamamını kaplıyabilir veya tamamen delirirsin zaten hepsinin sonu deliliğe kadar götürür.
içinde benim de olduğum yazar kitlesidir.
uzun bi aradan sonra bugün uzaktan da olsa siluetini görmek sonucunda karşılığını alamadığım sevginin üzerimde yarattığı o duygusal travmayı bu gece itibariyle ikiye katlamasını düşünürsek bu gecenin en çok acı çeken yazarı olduğumu düşünüyorum...
okuduğu veya yazdığ başlıklar genellikle şöyledir:
aşk
sevgili
... burcu
eski sevgili
sevgilinin sevgilisi
platonik aşk
daha sonra aşk bitince normal hayata dönerler.
