cayır cayır yanan erkektir. hatta yanmak ne kavrulmuştur farkında değildir. içince içinin yangının söneceğini zanneder. içtikçe içindeki yangının daha çok büyüdüğünü farkeder. ondan da vazgeçer. bi zaman sonra yanacak bişey kalmadığından bu ateş söner. aşk acısı da biter.
sözlükte aşkla ilgili gördüğü bütün başlıklara bişeyler yazmak isteyen erkektir. söyleyecek çok şeyi olmasına rağmen daha konuşmaya başlamamış erkektir. ben niye mi yazdım? bilmem... diye sürüp gider...
HER GECE DÜZENLi OLARAK iÇEN VE YAPTIĞININ NE KADAR SALAKCA BiR ŞEY OLDUĞUNU BiLMESiNE RAĞMAN BU HUYUNDAN VAZGEÇ(e)MEYEN ERKEKTiR.
BiLGiSAYARININ BAŞINDA BiR KASA BiRA iLE GECELERi OTURUP MAL GiBi ŞiiRLER DE YAZDIĞI GÖRÜLÜR. SANKiM NE ZiKiME YARAYACAK O KADAR YAZILMIŞ SAYFALARCA ŞiiR. AMA DEDiK YA SALAKLIKTIR iŞTE HER YAPTIĞI...
ZAMANA BIRAKMIŞTIR KENDiSiNi, iÇiNDEKi ACI ONU iÇiN iÇiN YAKSA DA BiRKAÇ AY SONRA BU HiSTEN KURTULACAĞINI ÜMiT ETMEKTEDiR. BELKi DE KENDiSiNi KANDIRMAKTADIR.
dünyaya hoşgelmiş olan erkek..
melek sandığı kadınların aslını deneme-yanılma yöntemiyle görmüş,ama yinede ''acaba dönermi lan?'',''oolum bigün karşıma çıkacak hayatımın kadını,o var,biliyorum..'' gibisinden işkence uzatıcı umutlar duyar içinde..
aşk acısı çeken erkeklere bir tanımlama getirmek mümkün değil ; öyleki kimisi çok sakın ve boşvermişlikle yoğrulur,kimisi hırçınlaşır bağıra çağıya yakar-yıkar..kimisi kendini karıya kıza *,kimisiyse yalnızlığa verir..
ama her halikarda sonuç = 0
acıyı evcilleştirmeyi öğrendiği an büyümeye başlayacak,
bir gün; aslında acı çekmek için kendisini zorladığını farkedecek,
leyla ile mecnun dan, romeo ve juliet den kalan eski bir urba gibi üzerine yapışmış kirli yanılmışlıkları atacak,
acıyı yok saymayı değil, "kabulum" demeyi başardığı gün de; ne olur geri dönme diyecek olan erkek.