sanki kalbini kuşbaşı doğruyorlarlarmış gibi. ciğerlerin bitmişte sanki nefes alamıyorsun. Sanki ölmüşsünde üstüne toprak atan olmamış. Ortalık yerde çürüyormuşsun hissi.
saati 8e kurmuşundur ve 7,30da uyanmışındır. yarım saat boyunca yatakta dolanıp dururken uyuyamamanın verdiği acı var ya hah işte o acı gibidir aşk acısı.
Gecenin bir yarısı bağrınızda bir ateş ile uyandınız ve artık "içim yanıyor" cümlesinin mecaz olmadığının idrakine vardıysanız çok ciddi aşk acısı çektiniz yahut çekiyorsunuz demektir.
Tanım: tarif edecek bir kelime bulunamayan acı çeşididir, yine de üstesinden gelinebilir.
Kışın buz gibi soğukta duş almaya benzer. ilk başta tek tek tüm vücuduna çivi gibi batar su taneleri. Kafana çarpan her su tanesinde dayanamıyacağını düşünürsün. Uzun bi süre sonra da ne kadar acı çekersen çek o suya alışırsın.
baklavanın üzerine dökülen şerbet dediğimiz şey su şeker karışımı değilde tuz biber su karışımı birşey olduğunu düşün. sonrada onu gerçek şekerli şerbetmiş diye düşünüp iç. hah işte ta kendisidir.
biraz açık kalp ameliyatı ,
paslı kerpetenli bir çin işkencesi ,
bir ortaçağ giyotini ,
biraz beyne çakılan bir çivi ,
çarmıha gerilen isa hissi ,
biraz da nazi almanya'sında tek başına kalmış yahudi çaresizliği...