başka da bir şey değildir... ilk başladığı andan yürekteki son kırıntısının da yok edildiği ana kadar acı verir insana ve her kişi bu acıyı çekmek için can atar... ne aşksız bir hayat ne de acısız bir aşk mümkündür... çünkü hiçbir son mutlu değildir, hiçbir aşk da...
aşk acıdan, acı da aşktn beslenir... tüketilen, yok edilen ise koskoca bir ömürdür... başka da bir şey değil...
belli bir süreden sonra böyle duygular yaşanmaz bazı insanlarda. bu kimse aşık olduğu kişilere açılmıştır; ancak hep red cevabı almıştır ve belli bir süre sonra aşk duygusunun ne olduğundan bir haber yaşamaya devam eder.*
kalbimizin saygısız misafiridir Bize sormadan gelir bize sormadan gider... ovaları kaplamış olan muazzam ordulara benzer Daha dün, bütün ihtişamı ile orada iken, bugün ararız, yerinde yeller eser... Özlem her saniye içindeyken aşkın, bedenlerin ayrı hücrelere hapsedilmişliği yetmezmiş gibi bir de uzaklaştırırsa Ve özledim derken süzülen yaşları, silmek için uzanan bir mendil düşmezse dizelerden.... Üzülür insan...
karşılıksız aşktır, karşı tarafın haberi yoktur, olsa da elinden bir şey gelmiyordur vs vs. ask nedir? karşılıklı olmalı mıdır sorularını akıllara getiriyor.
onu düşünmek, onun başkasını düşündüğünü düşünmek işin içinden çıkamamak ondan da kendinden de nefret etmektir. aşk acının kendisidir. bazıları acı sever, bazıları çektikleri acının içinde aşkı sever.
not: vallaha alakası yokmuş ama neden beynimizi şartlandırırız acaba acılı, dertli, kederli olduğumuzu belli etmek için sigaraya ihtiyacımızın olduğuna. kim ne derse desin özenti ile başlar sigara işi. konuyu sapıttım evet. **
(bkz: konuyu sapıtmak) *
kendi kendini kandırma sanatına aşk denir. ayrıca aşk iki kişilik yaşanırken ayrılıktan sonra tek kişi acı çeker... yani kendi kendini seviliyorum diye kandırmış olursun acı çekersin...