yorgunum... çok sevip, sevilmemekten. acı çekiyorum, evet aşka inanıyorum fakat artık kaçıyorum yaralarımı ve hayal kırıklıklarımı beraberimde götürüyorum çünkü ben bir daha kimseyi bu kadar çok sevmek istemiyorum. o beni sevmemiş olsa da ben kendi kalbimdeki aşka ihanet edemem.
yaşanan acı sebebiyla, bir süre insan aşktan kaçabilmektedir. ama bu kaçış, genellikle bir yerde sonlanır. esas mesele, hiç aşık olmadan, aşktan kaçanlar olmasıdır. psikolojik açıdan, kendi kimliği ile ilgili pek olumlu algısı olmayan bir şahıs için söz konusu bir tercihtir bu. kişi kendine yatırmı olumlu yapamadığı gibi, kendisine olumlu yatırım yapanı anlamlandıramaz. bu sebeple, varlığına inandığı durumdan hem kaçar hem de kısır döngüsü içinde de hep aşkı arar.
Demek ki kendince aşkı en iyi tanıyandır. Başına geleceklerin farkındadır her zaman ve neşesinin yanında gelicek hüznün çektireceği acıya katlanmamak için var gücüyle kaçıp, gizlenen inançlı kişi.
Çünkü bilmekte ay ışığı altında her gece beraber uyuyamayacağını. Filmlerde olur bu, çok film izlemiş.
Derim ki o insan 'inançlı bir korkak'dan başka birşey değil.*