Tanidigim dini butun bir abi yagmurlu havada otobus beklemektedir. Derken bi hanimefendi arabayla yaninda durur ve nereye gidiyorsunuz diye sorar. Yakindir gittigi yer. 10 dklik bir mesafe. Kadin o tarafa gittigini ve onu da goturebilecegini soyler ve abi arabaya biner. Yol boyunca hic konusmaz ve gozu yolda gidecegi yere varirlar. Tabi tesekkur etmek lazimdir. Butun samimiyetiyle su cumleyi kurar: sagol amca. Yasanmistir.
annemin dün söylediği sözcüktür. temizlik yapmaktan o kadar bitap düşmüş ki artık konuşamayacak hale gelmiş. irmikli tatlı yapacağım diyeceğine immikli tatlı yapacağım demesiyle bizi koparmıştır. *
Bir akraba hastanede yatmaktadir. Anne ile hasta ziyaretine gidilir. Anne soze girer: gesmis olsun. Arkasindan ben uzgun olusumu ifade etmek icin yanlis cumle secmisimdir: kolay gelsin.
şehirlerarası yolculuk. ağır ağır uykum gelmekte, bir yandan da otobüsün bayan muavini yolculara ikram dağıtarak ilerlemekte...
yanımda oturan babama sorduktan sonra aynı ses tonuyla bana da sordu:
muavin: kola, fanta, meyve suyu, topkek, çizi... ister misiniz?
nefesalsamda: biraz fatma alayım ben o zaman lütfen...***
gece 3 civarı o zamanlar yurtta klasikleşmiş age of empires seansından sonra odada herkes kendi halinde nette takılmakta, bir bilgisayardan da müzik dinlenmektedir. o sırada çalan izel'in kıyamadım uyandırmaya şarkısının nakarat kısmına bir arkadaş:
-uyamadım kıyandırmayaaa, diye acı acı eşlik etmiştir.
ortam bi anda buz kesmiş, herkes bir gariplik olduğunun farkında olmasına rağmen geç bir saat olması ve oyun oynamaktan beyinlerin sulanmasından dolayı olay ancak bir süre geçtikten sonra çözülebilmiştir. derken yatmaya karar verilmiştir.
not: beni bu olay o kadar etkiledi ki, hala uyamadım kıyandırmaya derken iki kere düşünürüm.*