Ağır yaşamları izlerken bu kadar ilerlemeden yediklerime ictiklerime dikkat edeyim sonra bende böyle olurum diyorum sonra reklam arasında yemek reklamı görünce yine Karnım acikiyor.
sadece yiyerek nasıl o kilolara geldiği anlaşılamayan kişilerin hikayelerinin anlatıldığı program.
dikkatimi çeken kadın-erkek hemen hepsinin yanında normal kilolarda sevgilileri, evlendikleri kişiler var. yani demek ki gavurda estetik kaygılar daha geri planda. sözde batı insana değer vermez, aile kavramı sıkıntılı vs. derler bizim çomarlar ama görüyoruz ki batı bu alanda da bizden ileride.
bizde bu kilolarda birinin yanında asla bir kız/erkek göremezsiniz. hepsi topuklar.
ciddi ruhsal sıkıntılar yaşayan zayıf bünyeli insanların ameliyat ve kabullenme dönemlerini anlatan belgesel tadında seri.
insan zihninin bir şeyi ne derece görmezden geleceğinin bir kanıtıdır bu program. kendi bedeninde tutsak olmak, muhtaç olmak, ağrılar ve kilolar yüzünden ölmeye başlamak çoğunda daha da büyük yaralar açar. tekrar yüksek kilolara dönen hastalar çok fazladır. bunun nedeni de sorunla başa çıkma yöntemine değil bedendeki fazlalığı atmaya odaklanmaktadır. kilo verirsin sonra bir sıkıntıda aynı çözüme başvurursun; sonra tekrar hoşgeldin 250+ kilo.
genelde -bu programda- kilo almada gördüğüm en büyük sorun sevgisizlik. bu boşluğu doldurmaya çalışırken kendilerinden geçmeleri aslında normal bir insanın değil, hasta bir insanın tepkisi.
bazısı sinirli olur, bazısı inatçı, bazısı içinde ölüdür dışarı belli etmez. ağır yaşamlar'da gösterilen insanların hepsi bu sinir harbini yiyerek bastıran ve buna köle olan insanlardır.
yeme bozukluğu şakaya gelmez. aynı şekilde yemek yememe bağımlılığı da öyle. bu durum hayatın her anında karşınıza çıkacak bir şeydir. dikkatli olun ve kendinizi yiyecekle doldurmak yerine başka hobiler bulun.
Kilolu yurdum insanının bu belgeseli izledikten sonra yarım saat egzersiz yapıp etkisi geçince psikolojisinin, tekrar homini gırtlak yemeğe yumulduğunu görüyor bu gözler.*
Arkadaşımın arayıp “vaveylla böyle böyle bir program var. izledikçe yemek yiyemiyorum, ağlıyorum, odamdan çıkamaz hale geldim ve hâlâ izlemeye devam ediyorum. Psikiyatriye bile gittim.” diye bahsettiği program. Arkadaş da 167 boyunda ve 44 kilo. O derece insanların psikolojisini etkileyen program. Programdaki kişilerin de allah yardımcısı olsun.
Odada oturuyorum ses olsun diye tv de tlc açıktı. Telefona bakıyorum vs. Sonra halam geldi. Namaz kılmaya başladı. Biraz sesli allah yarabbi diyen tiplerden. Neyse sünnetle farz arası sanırım. namaz anındaysa baya komik çünkü. Allah yarabbim sen şişmanlıktanda koru yarabbim demeye başladı. Ne alaka şok oldum bi anda. Baktım tv ye bakıyor. Ben gülünce öyle deme halam ölür insan böyle olsa deyip sesli sesli namazına devam etti. Ve tabiki tvde ağır yaşamlar vardı.
Kısaca Tlcyi sürekli izlemeyip ilk kez gören yaşlılarda şok etkisi yaratan proğram.
Geçen izlediğim program. Kadın obez ve kocası zayıf. Ama zayıf koca obez karısının zayıflamasıni asla istemiyor.
Dışardan yemek soyluyolar.obez kadın kocasına bana bir salata söyle diyor zayıf koca ise gidip salataya para veremem çok ot yemek istiyorsan bahçeden kopar ye diyor.obez kadın bu duruma çok bozuluyor tartışıyor arkadan ufak bir kız geliyor ve annesine nerden evlendin bu adamla diyor obez kadın da o adamla evlenmeseydim sen olmazdin ama diyor ardından ufak kız benim için bu adama katlanmaya değer mi anne diyor ardından zayıf adam kızına haklısın senin için bile değmez diyor.kahkahalarla izledim resmen.
Bundan sonra favori programim.
Kadın zayıflamaya karar veriyor ve adamdan bosaniyor kız ise annesiyle yürüyüş yaparken iyi ki o adamdan bosandin anne diyor ya ahahahaha.
Bu programın diyolaglari gerçek mi? Biri aydinlatsin.
Obezite hastalarını fiziksel özellikleri üzerinden rencide eden program. Bu programın, hasta haklarına, insan haklarına ve etik kurallara aykırı olduğunu düşünüyorum. Obezite hastalarının onurunu kırıcı bir program olmuş. Tasvip etmiyorum.
bir bölümünde deri gerdirme ameliyatı olan eşi ile cinsel seks yaparak dikişlerini patlatan koca vardı, bunu doktora söylemene gerek yok diyordu, çok trajikomik.
aslında çok sinir bozucu bir program, obez in yakınları obeze halen first food getiriyor, deli bunlar.
izledikçe duygulanmaktan, söz konusu kişiler için üzülmekten kendimi alamadığım televizyon programı. Bu insanları espri konusu yapacak kadar iğrençleşmeseniz keşke.
bir insan kendini öldürecek kadar neden salar diye sorduğum anda doktor bunları psikoloğa yönlendiriyor ve çoğunda ya küçükken uğradığı tecavüzün ya da korkunç bir kaybın ağırlığı olduğunu anlıyorum ve çok üzülüyorum. şişko diyen mallar nasıl insan anlamıyorum.
aslında obez olmanın 2 nedeni var. 1. olanı travmalar. 2. olanı ise ABD'de herşeyin hazır olması. herhangi bir yemek kültürleri yok. herşey ayaklarına geliyor. fast food alırken bile arabadan inmiyorlar. gişenin önüne gelip iki acılı tavuk deyip gidiyorlar. hayatları çok hareketsiz. obeziteye neden olan faktörlerden birisi de hareketsizliktir.
TLC kanalında yayınlanan kilolu kişileri gösteren ve o kişilerin pismanliklarini, hayatını anlatan televizyon programıdır.
programda farkettiğim şey ise daima aynı doktor ve hastaneye gitmeleridir. Sanırım bunu reklam amaçlı yapıyorlar. Programdaki kilolu kişiler ise genellikle 240-310 kg arasında ağirliklara sahip kişilerdir. her bölümde bir kilolu kişiyi kesinlikle ağlatırlar.