bilenler bilir, her apartmanda kadınlar arasında bi temizlik tarafı seçilir. bu seçilen tarafın dışında, camdan bir şey silkelenmez. böyle bir karar alınır kadınlar arasında. işte, bu kuralı mütemadiyen, ,inatla, fütursuzca ihlal eden komşu modelidir. sürekli, her taraftan bir şeyler çırpıp duruyor. lan salak, cam açık. bari onu dikkat al.
4 kişinin zor yaşadığı evde, 11 kişi yaşayarak çevreye verdiği rahatsızlığın farkında olmayarak, her şey güllük gülistanlıkmış gibi yaşayan komşu modelidir.
7 yaşındaki kızını akşamın on'unda tüp almaya gönderen komşu modelidir. üstelik, iki gün önce, yine o yaşlarda bir kıza tecavüz edildiği haberi de çok tazedir bu civarda. zavallı o kız. annesi işe giderken, kendisinden küçük iki kardeşi ile birlikte evde kitli kalır hep. ulan çocuk onlar be! tüple falan bir oynasalar mazallah, komple havaya uçarız. kıza öyle bir yükleme yapılmış ki, kendisini o çocukların annesi, o evin hanımı olarak görüyor. sürekli camdan bir şeyler silkelerken, temizlik yaparken görüyorum. sokakta sürekli kardeşlerini kollarken görüyorum. durduk yere. sırf bu yüzden, bu kıza bu kadar yüklendiği için döveceğim vallahi bu kadını. kalın kafalı da arkadaş. laftan anlamıyor. ''bak, burası geldiğin yere benzemez. burada işler, sandığın gibi yürümez. burada bir düzen vardır. herkes o düzene uymak zorundadır.'' diyoruz, he he deyip geçiştiriyor her seferinde.
ben bu yazıyı yazarken, yine yukarıdan bir şeyler döküldü bak. sen sabır ver allahım!
gözü kulağı sizin evinizde olan kapının o küçük deliğinden sizi gözetleyen, hafta sonu temeizlik yapan, ne yaparsanız annenize şikayet eden, yüksek sesle müzik dinlerken bi anda kıs şunun sesini diye kapıya dayanan çoğunlukla çirkin bi kızı olan huysuz manyağın biridir desek yeridir.
çocuğunu devamlı öven ,seni aşağıya çekmeye çalışan -aaaa sizin çocuk gitmiyor mu ? aaa sizin çocuk yapmıyor mu ?- gibisinden çook boş ve gereksiz konuşan komşu.
bardağı taşıran son damlayla ağzına sıçtığımız üst kat komşumuzdur. kendileri pazar sabahları saat 8 de 4-5 yaşlarındaki çocuğuyla trampet çalıp, marş söylemekteydi. Msnde yazışıp pc'nin son sesiyle uygun modda takılması, tw'de ne izlerse izlesin bizim aşağdan bunu dinlememiz, kanalı tahmin etmemiz bir müddet sonra abimle bunu bi oyun haline getirmemizden kaynaklanmış nefret edilesi, düşüncesiz aile türüdür.
eğer yukarınızda bebekli bir aile oturuyorsa ve bu bebek her sabah istikrarlı bir şekilde ya kalorifere vurarak yada parkede koşup ses yapıyorsa evet bu komşunun ağzına sıçılır.*
evde önemli bir şey kutlandıktan sonra sabah sizi dışarıda bekleyen komşu modelidir. tamam gece evde kalabalık olup, gerçekten manası olan bir şey için toplanmış olup, hadi belki de biraz fazla ses çıkartılabilir, nihayetinde kırk yılda bir dediğimiz kadar nadir olur. ama ertesi gün dışarıda dikilip ayy dün de şarkıları sanki önümde konser varmış gibi dinledim gibisinden yapmacık sözler sarfeden komşu modelidir.
robert kolejinden harward üniversitesine uzanan başarıdan başarıya koşturan sporda ahlakta hep benden üstün olmuş olan komşudur. hep öyleymiş inanamiyorum
tepemize silkelediği halıya rağmen kocasıyla kavga edince gece gece evimizi polis karakolu zannedip. x abi yardım edin diye babama sığınması.gece gece karakollara gidip ifade vermek.
o benim uykuma sıçtı.bende onun ağzına sıçıcam.
Apartmanda nasıl yaşanıldığına dair zerre kadar bilgisi olmayan olmayası komşudur. Gecenin ya da sabahın kaçı olursa son derece gürültü yapılır , temizlik yapmayı komşularının evini batırmak sanan ve bunların tümü normalmiş gibi davranan gerizekalı komşu modelidir.
izmir üçkuyulardaki evimizde bi adam vardı aydın diye makine mühendisi ama deli adam bidliğin. tek arkadaşı kedileriydi birsürü kedi bakardı. içip içip şişelerini apartmana atardı. asansöre,apartmana hatta bazen balkondan aşşağı işerdi işte bu böyle komşulara örnektir. adam resmen 8.kattan işiyodu aşağı.
(bkz: balkondan aşağı işemek)
(bkz: hülya abla)
sigara içiyorum. evdekilerin haberi yok gizli saklıyım kendimce. evden dışardaysam problem yok eğer hülya abla beni yakalamadıysa...
dışardan yeni gelmişimdir. kapıyı kapatır kapatmaz o gelir.
hülya abla: (burnunu bir tazı misali yüzüme yaklaştırarak) aa beyazatlinick sigara kokuyorsun sen, yoksa??
beyazatlinick: ne diyorsun hülya abla ya yuh artık.*
eger evdeysem banyoyu kullanıyorumdur sigara için.boynumu banyo pencerisine doğru uzatıp üfler, izmariti de pencereden dışarı atarım. buhar, şampuan geçeeeer gider. * banyo penceresi de apartmanın saçma sapan bir boşluğu vardır bahçeyede açılır. *
bir gün geç kalkmışım öğle civarı kahvaltı yapıyorum. bu geldi kahve içmeye. aynı masadayız. annemi bana püskürtür ilk. annem de (bkz: sabah kalkmak bilmez akşam yatmak) repliğini kullanıp onurlandırır beni. ben güler geçerim. derken;
hülya abla: ya sizin pencerinin önü o kadar çok izmarit dolu ki nasıl oldu öle o?
beyazatlinick: hop! nolmuş? ne pencere? hangi?
beyazatlinick anne: alla alla çocuklar mı girip içmişler acaba?
bu kadının kafasının üstünde hare var yeminlen der ağlarım içime. ama öbürü susar mı hiç.
hülya abla: yok abla ne çocuğu. ben görürdüm girse. * serap içip içip oraya atıyo kesin.
beyazatlinick: serap mı içiyor? hee içiyo zaten o, tamam odur, evet.
serap; üçüncü kat komşu kızı. özür dilerim serap.