annesi babası ölmüştü daha çok küçükken. dedesiyle beraber yaşıyordu. fakirlerdi. bütün arkadaşları onunla bu yüzden dalga geçerdi. ezik derlerdi ona.
tek istediği şey sadece mutlu bir hayat yaşamaktı. arkadaşı olsun istiyordu. kimse onunla arkadaşlık yapmak istemiyordu. hiç bir oyuna dahil etmiyorlardı onu.
o da hep kenardan izlerdi sokaktaki çocukları. top oynarlar birdirbir oynarlardı. onbir elli. daha niceleri ?
ama cesaret edip ben de oynayabilir miyim ? diyemiyordu. çünkü onlarla konuşmak istediği zaman ona hep tükürüler, kafasına vururlar ve dalga geçerlerdi.
bir gün cesaretini toplayıp maç yaparlarken yanlarına gitti ve "bende oynayabilir miyim ?" dedi. reisleri "eğer kar yağarsa belki bizimle oynayabilirsin !" diğerleri hemen kahkahayı bastılar. çünkü aylardan ağustostu ve kar yağması imkansızdı.
o da hüzünlenmişti gene dalga geçmişlerdi üstelik. ağlayarak eve gitti. yatağına yüzükoyun yattı ve dua etmeye başladı. "allahım ne olur kar yağsın arkadaşlarımla top oynamak istiyorum..." saatlerce dua etti.
ertesi gün öğle saatleri geldiğinde hava kapanmıştı. kara kara bulutlar kümelenmişti. mahallenin çocukları yine top oynamak için dışarıya çıktıklarında gökyüzünden süzülen karlara inanamamışlardı. top oynayacakları yere gittikleride onları bekleyen birisi vardı ve hiç de yabancı değildi.