--spoiler--
k: şimdi yatıyorsun ama kışın ne yapacaksın. kalk çalış. aç kalacaksın.
ab: anam mısın, babam mısın? ağzını yüzünü sikerim senin orospu çocuğu.
--spoiler--
ayar gerçekten tarihiydi. ab bununla yetinmemiş, saz grubunu genişletmiş ormanın en güzel böceklerinide kendine aşık etmişti.
hergün başka güzel bir böcekle yatıyor, öğlenleri kalkıyor. geceleri hem çalıyor hem söylüyor hemde eğleniyor eğlendiriyordu.
yediği ayarla içine kapanan karınca ise kendini iyice işine vermiş tabiri caizse eşek gibi çalıyor hergün ambarını büyütüyordu. hatta daha sonra arı sürüsünden 5-6 arıda hammal kiralamış tezgahı hergeçen gün biraz daha büyütüyordu.
kış gelmişti.
ortalık bembayazdı. karınca yazın çalışmanın meyvelerini yiyor sıcacık malikanesinde hergün ayrı bir parti veriyordu. hatta yazın işe aldığı arılarıda işten çıkarmamış birini aşçı birini temizlikçi birini uşak birini hizmetçi birini exchange student öbürünüde kalfa yapmıştı.
partilerinde yazın ab nin yanında söyleyen ve onla yatan süper seksi böceklerde oluyordu. yediriyor içiriyor eğleniyor eğlendiriyordu.
bir akşam yine böyle partilerin birinde kapı çalındı. kapıyı evin uşağı arı açtı. ab ona karınca yı görmek istediğini anlattı.
uşak sahibi karıncanın ab gelince kendisine vermesini istediği zarfı verdi.
zarfın içindeki kağıtta aynen şöyle yazıyordu:
--spoiler--
anan mıyım, baban mıyım amcık herif. kalk siktir git lan buradan. lanet olası federalleri ararım yoksa. siktir git lan.
--spoiler--
k: şimdi yatıyorsun ama kışın ne yapacaksın. kalk çalış. aç kalacaksın.
ab: Zâten hepi topu bir kaç ay ömrüm var. Onu da çalışarak, çabalayarak, göremeyeceğim bir kışa hazırlık yaparak geçirmem sence de saçma olmaz mı?
Not: Bir yerde okumuştum, Ağustos böceğinin ömrü bir kaç aymış. O sebeple çalışmıyor. Eğlencenin dibine vuruyor.
gercek hikaye aslinda şudur: kis gelince karincanin dikkatini cekmis. aylardir kis varmis ama ab gelip yiyecek istememis hic. gidip bir bakayım öldü mü kaldi mi sorumsuz ab diye düşünmüş. aaa bir de bakmis kapida bir not var. karinca hemen aceleyle okumus ve donup kalmış oracikta. sevgili karinca bu notu okudugunda ben brezilya'daki rio karnavalinda sarki söylüyor olacagim. ben artik dünya capinda bir sanatciyim. yaz boyunca sarki söyleye söyleye kendimi gelistirdim. bugday toplayarak yasamak bana göre degildi. sana mutlukuklar dilerim. komsun ab.
- emmi kolay gelsin, nasılsın?
+ eyvallah gözüm. Kışa hazırlık yapıyorum gördüğün gibi. Sen de başla ufaktan, kış yakın.
- sikerim kışını ya. Verin sazımı türkü çığıracam ben.
+ bak ağustos böceği. Ben sik kadar boyumla onca yiyecek taşırken sen kıçını devirmiş yatıyorsun. Kış gelince ne bok yiyecen?
- oğlum bak şimdi. Zaten çük kadar bir şeysin, Birinin üzerine basmayacağı ne malum? Basmasa da yağmuru var çamuru var, karınca yiyeni var. iyisi mi siktir et yemeği falan. Ben çalayım sen söyle.
+ doğru söylüyorsun la. Çal keke çal.*
- Hava döndü işçiden esiyor yel
Köylüler uykusunda döndü dönüyor sola
Güne bakıyor bebek büyüyen yumruğuyla...
*bırak lan bu ayakları, kalkta gel seni böceksa ya aldıram, elin ekmek tutsun pezeveng.
-çalışma koşulları kötü, işçi hakkı yok, sendika yok, grev hakkı yok, 2 ekmek kırıntısı için emegimi satamam hacı.
Kahrolsun patronlar, kahrolsun sermaye, kahrolsun emperyalizm, yaşasın tam bağımsız böcekler.
