bu tecavüzgü arkadaşları önce anadan üryan şekilde soyup şehir merkezinde bir tur attıracaksın ardındın terleri soğumadan saunaya göndereceksin iyice yumuşayacak, akabinde saunaya, nuri alço, tecavüzcü coşkun ve hortum süleyman'ı yollacaycaksınız ardından souna'ya son ses hayko cepkin albümünü verip kapıyı kilitleyeceksiniz.
şaşkınlık ve üzüntü verici bir iğrençlik durumudur.
eyer o şeyler! herhangi bir zaman diliminde "kişi" yada "insan" olarak anılırlarsa!!! ben de en adi şerefsiz olarak anılmaya gönülden razıyım. yeterki o değeri olmamış ve asla olmayacak adi tecavüzcü pisliklerle aynı küme içinde bulunmayayım... yeterki ben kendimi insan olarak bilirken... benden başka dünya kadar insan olarak yaşayan insan varken... o şerefsizlere de "insan" denilmesin. kişi denilmesin. herhangi bir varlık yerine konulmasın.
bütün bu yaptıklarına rağmen, eyer hala o çok saygın olan insan statüsüne konulacaksa bu şeyler!... ben de insanlığımdan yüzüm kızarırcasına utanırım arkadaş... dediğim acı başlık.
ağzıma gelen en sunturlu en okkalı en galiz küfürleri sayıp dökmemek adına kendimi zor tuttuğum olay. bu tip bir olaya bilinçli bir tepki gösterebilmek bile başlı başına zorlu bir iş.
hiç mi düşünmüyor bu şerefsizler kendilerinin de bir annesi olduğunu. şimdi o kızcağızın annesi, babası ne haldedirler. onca yıl okuttukları kızları iki tane hanzonun cinsel istismarına maruz kalıyor hemde kutsal bir görevi ifa ederken. artık hangi değer yargısından, hangi insanlıktan, hangi adaletten bahsedebilirsiniz ki ailesine/canım öğretmene.
yazık. ülkenin gencecik bir öğretmenine yapılan bu saldırı kimin tepkisini çekti. şimdilik sadece ağrıdaki bir grup öğretmen arkadaşının. zaten işin en kötü yanıda bu. iyice kanıksamaya başladık bu tip saldırıları.
bir arkadaş idam etsinler demiş, katılmamak elde değil. bu tecavüzcülere insan demek ve asılmalarına karşı çıkmak imkansız. *
kürtler özgürlük mücadelesi veriyor diye "tecavüz etmez, demokrattır, hümanisttir" diye düşünenlere ithaf olunan olaydır. demek ki her kürt gerilla doğmuyormuş.
yapanlara şahsi kanaatimce, penis deliğinden içeri ince ve uzun bir çubuk sokup yukarı aşşağı oynatmak suretiyle muazzam bir işkenceye tabi tutulmaları süper olur.
olayın sadece ağrı'da ya da doğunun herhangi bir ilinde olmasıyla değerlendirilmemesi gereken durum. zira aynı ya da benzeri olayların türkiye'nin çoğu yerinde yaşanması muhtemeldir. batının herhangi bir ilinde olsaydı bu kadar haber değeri taşır mıydı dedirten olay.
benzeri bir olayın yaşanmaması için hepimize sorumluluk düşmekte.
cinsel açlıktan kaynaklanan bir hadisedir zaten tecavüz.. bu da doğu illerinde (gelişimini tamamlayamayan) görülebilecek durumdur. insanların müteasıp olması ve şehirlerin küçük olduğundan insanların birbirlerini tanıyor olmaları bu durumu biraz frenleyicidir. bazen kendini frenleyemeyen böyle orospu cocukları da çıkabiliyor. netice itibariyle aslında doğusu batısı pek farketmeyen bir şerefsizliktir bu olay.
tecavüzcülere bir yıl boyunca bol miktarda ostrojen hormonuna tabi tutularak, kadınlaştırılmaları ve vücudunun sadece göğüs bölgelerine cerrahi müdahale ilede estetik bir görünüm verilmek surei ile kalan yaşamlarına bu şekilde ne idüğü belirsiz bir yolla devam etmelerinin sağlanması gerekmektedir. tecavüz edilen kişinin öğretmen olması yahut olayın mardin de olmasının da bir önemi yoktur. sapıklığın hedef aldığı meslekler yahut bölgesi olmaz. bu sebebten ötürü tüm tecavüzcülere eşit ve aynı muammele yapılmalıdır.
insanlıktan çıktığımızın en güzel örneği. Lakin tecavüzcülerin değil bizlerin. Tecavüzcüleri tartışmaya gerek yok, zira onlar zaten ya ruhsal ya bedensel arızadalar. Onlar zaten köprünün yanlış tarafında. Ama bizler. Bizler köprünün doğru tarafında bulunan, aklı selim insanlarız. Lakin kelimelerimiz hadım edilmekten, asmaktan, cop sokmaktan, sallandırmaktan, dövdürtmekten bahsediyor. yani o tecavüzcüler gibi olalım diyoruz, bunu hakediyoruz biz diyoruz. Birisi tecavüz etmişse tüm toplum da ona tecavüz etmeliki böylece bizde tecavüzcü olup vicdanımızı rahatlatalım. Çünkü bunu yaptığımız zaman tıpkı o tecavüzcüler gibi köprünün diğer tarafına geçeceğimizden hiç pişmanlık duymayacağız.
sadece öğretmen olduğu için değilde bir kadının a$ağılanması olarak görülmesi daha doğru olan olaydır. tamam kabul, öğretmenlik kutsal bir meslek, bırakın tecavüzü ters bir laf bile söylenmemesi gerekir fakat sadece öğretmen olduğu için bu kadar dikkat çekmemesi gereken olaydır. ülkemizde yılda binlercesini ya$ayan insanlar olarak bu açıdan da tepkiliyi olmalıyız.
mesleği ne olursa olsun yaptıkları köpeklik olan durumdur.
"yaaa bu memlekette sosyalev sayısını mı arttırsak ne yapsak" diye düşündüren durum. ya kardeşim sen parasını ekmek parası yaptığın zavallı kızcağıza kalk iki gün.... valla dilim varmıyor. ayıptır, yazıktır, günahtır...
evet az önce hadım ettiğimiz, sallandırdığımız, kestiğimiz, astığımız, götüne cop soktuğumuz adamlar hırsız çıkmış. yani artık siklerini değil ellerini kesebiliriz.
bir insanın hayatının, yine insan olarak geçinen hayvanlar tarafından karartılması.eminim kimse onu binbir türlü zahmetle okutan ve sonunda evlatlarının öğretmen olmasının gururunu duyan ailenin ne de bu kadar zahmet edip okuyup idealleri uğruna ağrı'ya giden öğretmenin acısını tam olarak anlayamaz.
bu konuda bu acıya vesile olan şehri suçlamak da bunu yapanın erkek olmasına bağlı olarak tüm erkekleri suçlamak da yanlış.ama o öğretmenim için bu ikisi de hayatın en büyük acısını yaşatan hatıra olarak kalacak. umudunu yine de yitirme öğretmenim...
3 nisan 2008 tarihli milliyet gazetesinin konuyla alakalı son haberi.
--spoiler--
ilk görev yeri Ağrı'da, evini boyarken yaptırdıkları yedek anahtarla kapıyı açıp gelen iki zorbanın saldırısına uğrayan kadın öğretmen E.B. (24), kenti terk ederek memleketi Konya'ya gitti.
Matematik öğretmeni E.B., yaşadığı dehşeti "Örgüt üyesi olduklarını söylediler. Tehdit ettiler, dövdüler, paramı, dizüstü bilgisayarımı aldılar. Ama tecavüz yok” dedi.
Ağrı'da ve tüm eğitim camiasında infial uyandıran saldırının sanıkları Muharrem Seven ile Barış Torun tutuklanırken, psikiyatri servisinden iki aylık rapor alarak memleketi Konya'ya dönen E.B., bir daha Ağrı'ya gitmeyeceğini söyledi. Olayın şokunu henüz üzerinden atamayan E.B. şunları anlattı:
"Beni aklınıza gelecek her türlü tehdit ettiler. Tecavüz edeceklerini, annemi, babamı, kardeşimi öldüreceklerini söylediler. Birinin elinde bıçak vardı. Diğeri silahı olduğunu söyledi. iki gün saklanıp gideceklerini söylediler. Tecavüz etmediler. Fakat tecavüz edeceklerini söyleyerek tehdit ettiler. Evde bulunan dizüstü bilgisayarımı, cep telefonumu ve 600 YTL bulunan cüzdanımı alarak, 2 saat sonra evden çıktılar. Giderken, pazartesiye kadar kimseye birşey söylememem konusunda da beni tehdit ettiler."
E.B., doktor muyayenesinden geçirildiğini ve tecavüze uğramadığına ilişkin rapor verildiğini söyledi. Saldırganlara karşı karşı kentte öfke ve tepki çığ gibi artarken Ağrı'da görevli diğer kadın öğretmenler arasında da korku başladı.
--spoiler--
bir hevesle, heycanla yeni hayatına başlamaya çalışan, yetişecek yeni nesillerin henüz karanlık dünyalarına ışık tutmayı amaçlayan, gencecik bir insanı hayattan bezdiren varlıklara lanet okutan durum.
ben diyecek bir şey bulamıyorum artık. aslında söyleyecek çok şeyim var ama terbiyem müsade etmiyor buraya yazmaya. içimden sayıyıorum bildiğim tüm küfürleri.
bu pislikleri savunan bir çok insan olduğu aklıma geldikçe lanet ediyorum hepsine. hepsinin acılar içinde kıvranarak gebermesini istiyorum. o pis kokuşmuş beyinlerini ezmek istiyorum!
bunlara destek veren herkesin allah belasını versin. bunların insan olduğunu, bu vatanın evladı olduğunu savunan herkesin allah belasını versin. allah belanızı versin!