an itibariyle tecrübe ettiğim durum. Yorar insanı öyle anlar olur ki gırtlağını yuttuğunu sanırsın ama ya erkeklik gururudur ya eksilmişlik hissidir bilinmez, izin vermez taşmana...
duygularında boğulmalara neden olur. hiçbir şey hissedemediğini ama sıkıldığını fark edersin. aslında yolunda giden hiçbir şey yoktur her şey boka sarmıştır, başka zaman olsa beş gün ağlayacağın olaylarla karşı karşıyasındır ama tek yaptığın boğulmak ve havanın soğuk olduğunu filan düşünmektir.
bir nevi kişinin kendini koruma mekanizmasıdır. peki ama kişi kendini neyden korur? güçsüz olmaktan mı, insanların veya olayların onu üzmesinden, kırmasından mı? bastırır duygularını hiçbir şey canını acıtamaz gibi gelir, kimse üzemez, ağlatamaz onu. peki o kırılma noktası geldiğinde ne olacak sözlük? iki damla yaş geldiğinde gözümden, bastırdığım tüm duygular açığa çıktığında nasıl susturacağım kendimi, nereye tutunacağım?
Bolca yaşadığım eylemdir.
Için kan aglasa da dışının şen Şakraklığından asla ödün vermezsin. Hıçkırıklar boğazında düğümlenir, yutkunamazsın. Sanki ağlamak utanılacak bir şeymiş gibi saçma sapan şekillerde kendini zorlayarak gözyaşlarını tutarsın.
En kötüsü de budur zaten. Çünkü gün gelir en kötü şekilde patlarsın.
Bir zaman o kadar çok ağlarsın ki sonra ağlamaların azalır ve durur. Sen hayatın meşguliyetine dalarsın. Hiçbir şey hissetmemeye başlarsın. Sonra da ne kadar yalnız kaldığını ve içini kimseye dökemediğini fark edersin. Kendin için üzülmeye başlarsın. içine zehrini akıtırsın durmadan. Ağlayıp bu zehirden kurtulmak istersin ama yapamazsın. Nasıl yapasın ki? Hayat böyle yormuş ve yaslanacağın kimse yokken.
toplum baskısı, kişilik, acıya alışmak vb durumlarda ortaya çıkan olaydır. bazen de insanı tıkar, gözlerinden yaş akması için, hıçkırarak ağlamak için çabalarsın ama tıkanırsın. o yaş çıkmaz gözlerinden, boğazın düğümlenir nefes almakta güçlük çekersin de ağlayamazsın.
ağlasam düzelir dersin, ağlayamazsın.
zaten ben mahşer günü hayatım dev ekranda sergilenecek diye kuytu köşede bile ağlamam. Fakat işte hayat öyle bir hayat ki beni bile "ağlasam geçer mi lan" diye düşündürüyor.
Şu ülkede erkeklerin mahalle baskısına uğradıkları tek konu, şarkısı bile var bu saçmalığın.
Ağlamak gayet insani bir konuyken bunu çocuk yaşta toplum (ebeveynler) erkeklerin bilinç altına öyle bir yerleştirir ki adam istese de ağlayamaz olur.
Genelde erkeklerde olan bir durumdur. Sürekli içen bir abi vardı mahallede. Derdi ki; "ağlamak istiyorsan mezarlığa git kimse sebebini sormaz rahat rahat ağlarsın"
Dün ölmüş.