bir keresinde hoşlandığım çocuk beni bir parkta kaldırımın kenarında otururken görmüştü. saat tam 11:56 pm'di, çok net hatırlarım saatleri.
dizlerimi karnıma çekmiştim. kitaplarım tam yanımda üst üste duruyordu. en üstte de jane austen'ın bir romanı vardı. emma'ydı sanırım. çok özenmiştim, saçlarımı yeni kestirmiştim. yanıma gelip "why do you look so sad?" demişti. i wanna sleep in your arms diye geçmişti içimden harfi harfine. diyemedim. bir şey yok dedim.
mavisi havadan bile soğuk bakışlarıyla yanıma oturup bir sigara içti. yıldızlardan söz etti biraz. yıldızların gözlerinde olduğunu söyleyemedim. söylesem bile anlamazdı. Anlamadığı bir şey vardı, anlamadığı çok şey olduğu gibi.
eve gittiğimde saatlerce dayak yemiş gibi bitkin hissediyordum.