ağlasa derd i derunum çeşm i giryanım sana

entry1 galeri0
    1.
  1. Ağlasa derd-i derûnum çeşm-i giryânım sana
    Âşikâr olurdu gâlib râz-ı pinhânım sana

    (Sevgili!) içimdeki dertler ile, yaş dolu gözlerim senin için ağlayacak olsa, (gönlümdeki) gizli sırlarım (gözyaşlarıma) gâlip gelir ve (sırlar) sana aşikâr olurdu.

    Mesned-i hüsn üzre sen ben hâk-i rehde pâymâl
    Mûr hâlin nice arz ede Süleyman'ım sana

    Sen güzellik tahtında (oturuyorsun): bense yolunun toprağında pâymâl (ayaklar altında) kalmışım. Hâl bu iken a Süleyman'ım, sana bir karınca (denli âciz olan) durumumu nasıl arz edeyim? ' Divân edebiyatında Süleyman ihtişâmı; karınca da acziyet ve zayıflığı temsil ettiği için şair de kendini karınca; sevgilisini Süleyman olarak nitelendirmiştir.'

    Şem'i gör kim meclisinde ağlayıp başdan çıkar
    Hoş yanar yıkılır ey şem'-i şebistânım sana

    Muma da bak! Senin (bulunduğun) meclisinde ağlayıp baştan çıkmakta. Ey odamı aydınlatan! O mum senin için ne de hoş yanıp yıkılıyor. 'Mum yanarken, baştaki fitilin kenarlarından ağlıyormuş gibi akar. Şair buna gıpta ediyor ve onu sevgilinin aşkı ile baştan çıkmış veya o uğurda başını vermiş olarak gösteriyor.'

    Subh gibi sâdık olduğum gam-ı aşkında ben
    Gün gibi rûşen durur ey mâh-ı tâbânım sana

    Ey ay gibi parlayan sevgilim! Benin sana karşı, aşkının yolunda sabah kadar sâdık olduğum, (doğrusu) gün gibi âşikârdır.

    Dün rakîbin cevrini men' eyledin ben hastadan
    Eyledi te'sir gûyâ âh u efgânım sana

    Dün rakiplerimin, aşkının hastası olan bana yaptıkları eziyetleri meneyledin. Galiba âh ve feryatlarım sana tesir etmiş!

    Zahm-ı hicrân şerhi çün mümkün değildir dostum
    Sîne-çâkinden haber versin girîbânım sana

    Dostum! Anlaşılan o ki (bağrımdaki) ayrılık yarasının şerh etmek mümkün görünmüyor. (Bari) açık duran şu yakam, (aşkından dolayı) göğsümdeki (şerha şerha olmuş) yarıkları sana göstersin (de insafa gel!)

    Eyleme gönlün gözün cevr ile Avnî'nin harâb
    Dürr ü gevherler verir bu bahr ile kânım sana

    (Sevgilim!) Eziyetlerinle Avnî'nin gözlerini ve gönlünü harap etme! Zira bu deniz (gibi coşkun gözlerim) , sana inciler; bu maden ocağı (gibi gönlüm) de mücevherler sunar.

    Avnî (Fatih Sultan Mehmet)
    6 ...
© 2025 uludağ sözlük