Huzur dolu eylem. Sessizce karanlıkta kimse fark etmeden ağlamak maddi manevi yormadığı için rahatlatır, arkasından uyuyakalmak ise dinlendirdiğinden ertesi sabah rahatlamış ve uykunuzu almış bir şekilde uyanırsınız.
hayatımda sadece 2 kere yaşadığım durum. birinde küçükken 1.5 saat ağlamıştım, sebebini hatırlamıyorum. diğeri de aylar evvel 50lik rakı katkılarıyla 2 saat ağladıktan sonra yaşadığım bir durum. o sabah gözler şiş garip bir kafaydı o anki kafam. kimsenin başına gelmesin demiyorum. sonuçta ağlamak ve can yakmak için sebep arayan bir dünya burası.
Düşünsenize, ağlarken uyuyakalan insanlar var. Ve bunu her gece sıkılmadan yapanlar. ve buna sebep olup, zerre umursamayanlar. ve buna sebep olduğundan haberdar bile olmayanlar. ve düşünsenize, düşünemeyen insanlar var, bir insanın ne derece kırılabileceğini.
genellikle çocuk yaşlarında yaşadığımız bir durumdu bu. herhangi bir şeye içerler; kızar, küser ağlaya ağlala uykuya geçiş yapardık.
annelerde öyle demez miydi zaten;
+bırak ağlaya ağlaya uyusun...
ve şimdi...
şimdi de bir takım şeyler yaşıyoruz; ama ağlamaktan uykuya geçemiyoruz bazen. tabi çocukken uyanınca unutmuş olurduk bazı şeyleri; şimdi günler haftalar hatta aylar geçse; gecelerce ağlasak da unutamıyoruz...
böyle ağlanır ssatlerce hafif bir rahatlama gelir, içiniz açılır gibi olur. ağlamanın şiddeti azalır yavaş yavaş ve uyuya kalırsınız. bir terkedilme geleneği.
son hıçkırık boğazda düğümlenir kalır ve tedirgin bir uykunun en derin yerinde uyandırır. nerde lan gözlerim, gözler gitmiş iki kaya oturmuş fütursuzca, göz kırpmaya çalıştıkça daha bir yerleşiyorlar göz çukurlarına, başında balyoz darbesi, anında saldırıya geçiyor düşünceler ardarda sıralanıyorlar kurşun asker gibi. bi çekin gidin. sabah... sonunda aydınlandı ortalık, ama en büyük kazık geliyor işte ışık en büyük düşman şimdi, tüm gün çizgi halindeki gözlerle ışığa katlanmaya çalışmak, balyoz darbesi...