karşınızdaki kişiye kıyamazsınız ya aman üzülmesin diye o anda yapmaya çalıştığınızdır. ağlamak, yenik düşmektir bir oğlak burcu erkeği için. hele karşısındaki kişiye değer veriyorsa -ki zaten başka kimse ağlatmayı da başaramaz onu- onun o güzel yüzünden dökülen iki damla yaş bile sizi öldürmeye yeteceğinden salak saçma gülmeye çalışırsınız. halbuki içten içe akan yaşlar vardır derinlerde, çok daha derinlerde.
Daha önce hiç ailenizden ayrı kalmadığınız halde şehir dışında bir bölüm kazanmışsınızdır. gitme vakti gelir, babanız metanetini korur, anneniz ağlamaya başlar, aynı zamanda size dönüp gülümsemeye çalışır.. Sizde ağlamamaya çalışırsınız ama ancak otobüse bininceye kadar kendinizi tutabilirsiniz ve aslında ailenizin değerini o ilk 1 dakika içinde anlarsınız..
Yapmacık ağlama olmadığının en açık göstergesidir. çünkü salt ağlayan görünümü vermek için ağlayanlar asla ağlarken gülümsemeyi akıllarına getiremezler.
acı bir gülümseyiştir bu. büyük bir mücadelenin son evresinden de mağlubiyetle çıkılıyorsa, mecburen akacaktır o gözyaşları ve çaresizce.
çaresizliğin, o hüzünden doğan acının sürpriz bir meyvesidir o gülümseyiş. gönülleri dağlar, bulutları ağlatır o acı tebessüm. diyecek bir teselli cümlesi de yoktur, yalnızca boyun eğersin o gülümseyişle haykıran gözlere bakar bakmaz. elinden bir şey gelmez. gözlerin dolar, yüreğin kanar ister istemez.
işte, hikayesi budur ağlarken gülümsemenin.