Duygusal olmadıği anlamına gelmeyen erkek modülüdür. Bir erkeğin duygusallığı gözünden akan yaşlarla ölçülmemesi gerekir. Gece yatarken uyuyamıyorsa bu erkek duygusadır. Diğer türlüsü bana yapmacılık gibi geliyor.
etrafında onun yerine de ağlayanı çok olmuştur, ağlamayı lüks görür, kendisini de buna layık görmez. bazen bir sigara yakar, sarıldı mı çok sıkı sarılır.
öyle görmüştür, öyle öğretilmiştir. çocuğu doğduğunda, üniversite-iş sebebiyle evladı evden ayrıldığında, kızı evlendiğinde, oğlu askere giderken ya da askerden döndüyse hatta dönemediyse, şehitse..hepsinde ağlıyordur erkek ama mutluluktan ama acısından ve ya pişmanlıktan..içine içine döker gözyaşlarını kimseler bilmez içindeki yangını.
aslında çok ağlayan çok duygusal erkektir . ancak bunu belli etmez . gizli bahçesi vardır . her daim güçlü görünmeye çalışır . ağlamanın hissedilmesini güçsüzlük olarak görür.
-erkek dediğin ağlamaz;
diyolar ama
gözyaşı kanallarıyla ilgili bir problemi olmayan her sağlıklı erkek bunu bizzat kendi tecrübesiyle çürütmüştür.o yüzden bu kadar kesin konuşmak yerine biraz açık kapı bırakmak daha iyidir kanımca.
mesela;
-erkek dediğin kolay kolay ağlamaz
gibi.
bacak kadarken ağladığında babasından tokat, amcasından azar yemiştir. sürekli rol yapmaya zorlanmıştır. yetiştiriliş şeklindeki yanlışlıkları karateristlik özellik olarak benimsemiş ve ağlamayı bir zayıflık, bir eksiklik olarak gören erkektir. çoktur. ağlayacaksa da yalnız ağlar. babası, dedesi, atası gibi kan kusar, "kızılcığı az kaynatmışlar sevmedim" der.
ağlamak istem dışı bir eylem olduğu gibi ağlayan erkek de istem dışı bu eyleme teslim olur.
+ihtimal ki hava buz gibidir,ayaz cellat gibi kesiyordur yüzünü,gözlerinden damlalar dökülür.
+ihtimal ki geyikte sınır tanımayan arkadaşlarıyla birliktedir,gülmekten gözlerinden yaş gelir.
+ihtimal ki önlüğü takıp mutfakta soğan doğramıştır,göz bezleri boşalıverir.
......
*kanıttır ki ana rahminden ayrıldıktan sonra hüngür hüngür ağlar.
neticede ben ağlamadım diyen erkek yalan söyler,demogoji yapar.
yetiştirilirken 'erkekler ağlamaz' şemasını beynine yerleştiren bireyin, androjen kişilik sahibi olmamak adına kendine koyduğu prensipten dolayıdır. ağlama duygusu uyansada bu bahsi geçen erkekte, ağlamamak için sıçana kadar tutar kendini, dişlerini sıkmaktan en kısa zamanda dişci randevusu alması gerekir. ya da kendisini her seferinde ağlamamak için kasarak, patlama noktasına geldiğinde tuvalate gidip saatlerce ağlayıp bir altın vuruş yapabilir.
güçlüyü oynamak zorunda kalan erkektir. acı yaşandığında mutlaka ayakta kalması gereken birisi olmak zorundadır ağlayanlara güç vermek için ve bu görevi üstüne almış erkek olabilir. ama eminim ki, bir kere olsun gözyaşı akıtmıştır ömründe... kimse de görmese...
olmayan erkektir. varsada insan değildir o cinsiyeti erkek olan bi kedi köpek falandır. her insan ağlamıştır ağlardır, kimsenin gözünün önünde ağlamaz; o da yapması gerekendir zaten.
erkekliğe b.k sürdürmemek için ağlamayan erkektir.. fakat genelleme yapmamak gerekir.. ağlayan erkeklerde vardır.. nitekim esas olan doğal olmaktır.. yani ağlamak racona ters bir hareket gibi algılanıyor.. eskiden beri süregelen bazı örümcek düşünceler 'erkek ağlamaz', 'erkek üşümez'... yani bir insandan bahsediyoruz elbette bütün bunları hissedecek.. Belli etmemeye gelince de bu da yapı meselesidir. erkeklerde ağlar elbette ama bir çoğu bunu başkalarının yanında yapmamaya çalışır; duygularını, hislerini içine atar bir nevi.. ama herkes gibi o da ağlar siz görmeseniz de...