yanlıştır. en azından sürekli yapılması yanlıştır. çünkü sürekli duygularınızı saklayıp saklanırsanız sonunda zarar gören sadece siz olursunuz. bazen hüngür hüngür ağlayıp içini boşaltmalıdır insan.
insanın kendini bu derece kastığı, tüm direncini kullandığı bir başka durum var mıdır sanmıyorum. duygularınıza karşı vücut kaslarınız taarruza geçerler. yumruklarını sıkarsın, dudaklarını ısırırsın, gözlerini kırpmamak için zorlarsın kendini çünkü bi kere kırparsan düşer o boncuklar ve gerisi gelir artık tutamazsın. kocaman bir yumru oturur boğazına..
tüm direncinizi kıracak birkaç insan vardır. o an için en kötüsü, o birkaç kişi diye ayırdığınız insanlardan birinin içten söylediği "neyin var" sorusudur. çoğu insan için anne ya da babadır bu. çocukken bile yere düştüğünüzde kimse ilgi göstermese ağlamadan kalkarsın yerinden de annen nazlama teşebbüsünde bulununca ağlamaya başlarsın hani. büyüsek de bu his değişmiyor be.
büyümüş görünen çocuklarız aslında hepimiz zaman zaman...
5 yıllık sevgilinizle bir süre konuşmama kararı aldıktan sonra onun konuşmadığınız 2 gün boyunca gece kulüplerinden çıkmadığını öğrendiğinizde hissettiğiniz şeydir. üzülmüyor aksine gezip eğleniyor.
çok fenadır. Bugün dükkana bakıyorum. Msnden arkadaşımla konuşuyorum. En son çok dokunaklı bir şey yazdı. Ben de tam ağlayacağım müşteri girdi. Müşteriyle konuşuyorum da dudakları düzeltene kadar canım çıkıyor, aşağı bükülüyorlar hep. O nasıl zor bir durum. Tut tut tut. En sonunda bastım hıçkırığı. Bir rahatlama. Kadına rezil oldum falan ama insanlık hali sonuçta.
iç sesin "yapma yapma" diye haykırdığı durumdur. durumla ilgili bütün kötü anılar hafızada canlanır. boğaz ağrımaya başlar. en güzeli kuytu bir yer bulup doya doya ağlamaktır.