insanın hem fiziksel, hem de ruhsal bakımdan en zor zamanların toplandığı süreçtir. ses titrer ve boğaz acımaya başlar. gözler yaşlanmıştır ancak akmaması için herşey yapılır. ama bi faydası olmaz gittikce daha da zorlaşır durum gözler kıpkırmızı olur, boğaz düğümlenir. daha fazla dayanamacağını anlıyıncada konuyu kapatmak için herşey yapılır kıpkırmızı gözler ve titreyen sesle.
herkesin üzerine üzerine geldigi bir durumda ruhun derinliklerinden damıtılıp gelen o narin sıvının gözlerden akmamak icin cırpınmasıdır..ruhun bir damla gözya$ını dı$arıya salmamak icin sarfettigi cabayı tahayyul dahi edemezsiniz..
''lan ne yapıosun olm ağlarsan zıçarsın. rezil olacaksın sakın yapma. bi ağlarsan varya ağzına zıçarım.'' Şeklinde kendinizi kontrol etme durumu. (bkz: patlarsam yanarım)
saçma sapan şeyler düşünüp gözyaşlarına hakim olunmaya çalışılan hadisedir. akabinde 'ben bir lavaboya gideyim' denilir çoğu zaman. ortalık yerde ağlanmaz ama, herkes yapamaz bunu!
içinde volkanlar patlar,burnunun kemikleri sızlar, kalbinin pusulası şaşar, bazen pişmanlığın, bazen ıztırabın bazen de isyanın ruhunun derinliklerinden acılarla kıvrıla kıvrila yol almaya başlar, uzun zamandır bu anı bekleyen bir krater ağzı gibi bekleyen gözlerinde tecessüm eder içini acıtan, bıçak gibi yontan duygular, buğu buğu gözyaşlarına dönüşmeye başlar. işte tam o anda saklamak istersin. atarsın arkaya ve hiç birşey yokmuş gibi garip bir yüz ifadesine bürünürsün. tutarsın kendini, volkan da sen farketmeden daha bir büyür.
genelde tuttukça daha çok ağlayası gelir insanın. hani gülmemeniz gerektiğini düşündüğünüz bir yerde kendinizi tutmaya çalıştıkça gülme krizine girmeniz daha olasıdır ya onun gibi bir şey.
boğazınızın acıdığını hissetmektir. en iyisi tutmamaktır, doya doya ağlamaktır, böylece boğazınız yanmaz, başınız ağrımaz, gözleriniz şişer biraz ama olsun rahatlamaya değer.
iç sesin "yapma yapma" diye haykırdığı durumdur. durumla ilgili bütün kötü anılar hafızada canlanır. boğaz ağrımaya başlar. en güzeli kuytu bir yer bulup doya doya ağlamaktır.
çok fenadır. Bugün dükkana bakıyorum. Msnden arkadaşımla konuşuyorum. En son çok dokunaklı bir şey yazdı. Ben de tam ağlayacağım müşteri girdi. Müşteriyle konuşuyorum da dudakları düzeltene kadar canım çıkıyor, aşağı bükülüyorlar hep. O nasıl zor bir durum. Tut tut tut. En sonunda bastım hıçkırığı. Bir rahatlama. Kadına rezil oldum falan ama insanlık hali sonuçta.