yüreğinin boşaldığı andır. gözleinin kapadığın geri dönemediğin, köşede hep bir uçurum beklediği an. farklı olduğuna inandığın hayatı terketmeye karar verdiğin andır aynıları hayata bırakmaın en iyisi olduğunu düşündüğün an.
ama bu ağlanan duruma göre değişir sayın modatör yukarıdaki hayatta eksilerinin onu taşıyamayacağı adamın tanrıya sığındığı ağlamaydı.
sıkıntıdan patlarken birden bire gerçekleşince kişiyi bile şaşırtan durumdur.
kimi rahatlatandır, kimi insanı daha bir bunalıma götürendir. sebebi sonucu olmayandır.
" öyle sarhoş olsamki bir an seni unutsam
unutsam o günleri yarınları unutsam "
ağlamak sürekli kavga sürekli gürültü üzülmek konuşmamak ve ağlayarak geri dönmektir. aylarca küs kalıp yolda karşılaşınca deli gibi sarılmaktır birden. yine çok iyiyiz derken aptal saçması bir şeye kavga ederek yeniden vazgeçmektir. yeniden ağlamak ağlamak ve ağlamak o kadar ağlamak ki gözyaşının gözden dışa değil içe akmasıdır... akciğerlerin kalbin yaşla dolması nefes alamamak düşünmek düşünmek ve düşünmektir... geri dönebilsem söylemesem o sözleri demektir.. ağlamak sadece ağlamaktır ağlamak ...
"sen ağlama dedin hani dönecektin
bir damla gözyaşımı silmeye bile gelmedin "
yokluğa akmaktır. var olmaya çalışmaktır. anlasan otur ağla derim çocuk hüngür hüngür yaşadığına saysınlar. bahara kaldırıma sokak lambasına ankara sırtını daya ve ahlak çocuk sesindeki hırıltı gönlündeki vızıltı için ağla. her gün aşti merdivenlerinde oturp dilenen yaşlı kadına, alt geçitlerde tek nota üfleye bilen hüzünlü musikiye umut vari bakan kirli sakallı adama, mendil al abi diye henüz ilkokul çağındaki kız çoklarına bir sigara versene abi diyen tinerci çocuklara ve bunların on yılda yediğini ir gecede ulus ta bir meyhanede yiyen orosbu çocuğunu kral yapan kahbe düzenin çarkına bir çomak sokamıyorum diye ağla. ne idüyü belirsiz sözüm ona ilerici entelektüellerin kıçını taharatlayan aydın geçinen piçin her gün durmadan gazatelere kustuğu iğrençliklere ağla. biri düşsün diğeri eğilsin ben onun üstüne basıp yükseleyim diyen kokuşmuş düzenin kızıla boyanmış dar pantalon içinde siki taşağına dayanmış zengin piçine dur!!! o senin hakkın değil sıranı bil diyemeyen adelete, adeleti sömüren siyasete ağla çocuk. sonra sus. yine sus. hep sus. güzel ülkemin kanlı gözlerinden her gün gözyaşı aksın ve sen sus. boşver de. olur de. bana ne de. ben mi kurtaracam de.
şimdi siktir git beni göz yaşlarımla başbaşa bırak?!
rahatlamanın alternatif yoludur. herkesin önünde yapılmaması gerekir, mümkünse yalnızken. kimse kimsenin vızıklamasını çekmek istemeyebilir, kendine yediremeyen olur, veya kimse sizin kadar merhametli olmayabilir kullanabilir bunu. arada lazımdır.
" Ağlama,
Ağlamak,
biraz öteye kaçmaktır
Ağlamak,
Hüzünle anlaşmak
Ve kucaklaşmaktır.
Ağlamak,
Sığınmaktır ne olsa
Avuç açmaktır
Uzak da olsa yakın da olsa
Biraz onu öteye itmektir
Kişinin en kolay mutsuzluğu
Ağlamaktir geçistirir umutsuzluğu.
Daha zoru var susmak zor
Susmak bir ağaç dallarında
Susmak ağlamaları da tutuyor"
ÖZDEMiR ASAF
hiç olmaması gereken bir zamanda nilüferden seni beklerim öptüğün yerdeyi dinlerken; "seni beklerken duydum annemden saklarmış veda mektubunu benden evlenmişsin şimdi bir esmerle" sözlerini duymakla başlar.
çaresizliğe, kimsesizliğe tepkidir bazen. gizli saklı yaşanan hasretin dışavurumudur. her ne kadar evde aile duyacak, dışarda rezil olacağım, yarim duymasın, görmesin üzülür diye düşünüp de şöyle bağır bağıra ağlayamasak da rahatlatır gibi yapar insanı.
şöyle bağır çağıra, duvarları yumruklaya yumruklaya, salya sümük ağlamak lazımdır ki rahatlayasın.
depresyonda falan değilim. insan nasıl kahkahalarla gülebiliyorsa, hıçkıra hıçkıra ağlayabilmelidir de. ne bi zayıflık göstergesidir ne de rezil olma nedeni. içinizden geliyorsa ağlayın, boşaltın içinizi. gözyaşlarımızı ne kadar saklarsak o kadar yakar çünkü içimizi.**
canın yanıyordur yalnızsındır kimse acına merhem olamamaktadı işte o zaman sadece yapabileceğin şey ağlamaktır ağlamak verilebilecek en büyük tepkidir acıya .
(bkz: ağlayası gelmek)