şuan yapmak istediğim şeydir.
kendimi zor tutuyorum . neden istemediğim şeyler oluyor ? neden engelliyemiyorum bunları? buna gücüm yok mu ?
diye soruyorum kendime.
güzeldir, kötüdür, boşalma şeklidir lakin öyle her zaman, her istediğiniz an nasip olmaz. gelmeli daha bir yukarı yukarı. hani burama geldi artık deriz ya, daha yukarılara değmeli.
platonik olarak sevdiğin biri hakkında 'nasıl olsa yaz geldi tatil unuturum' dediğin anda yüklediği yeni resimlerini görünce yaşanan şeydir. pek rahatlatmaz o anda. (bkz: sıçayım böyle dünyaya)
hasretle kavrulan yüreğin dışa vurduğu tepkisidir.
şu dakikalarda onun yanında, onun kollarında olmak varken... ayrı şehirlerde nefes almak zorunda olmanın verdiği acı oturur içinize.
bi erkeğin en fazla saklamaya çalıştığı, çaktırmamak için en fazla uğraştığı tepkidir. erkeğe yakıştırılamayan, erkek adam ağlamaz diye öğütlenendir. erkek en zor durumda bile güçlü olmalıdır. ağlayan erkek oldukça itici gelendir. hor görülendir.
aslında ağlamak hayata başlarken yaptığındır. doğduğun anda başlarsın göz yaşı dökmeye. popono tokat attıkları için değil ama annenle olan sımsıcak bağın koparıldığı için ağlarsın. annense seni dünyaya getirdiği için ağlar çoğu zaman mutluluktan. ona huzur verirsin oysa o anlarda dünya sana güvensiz gelir. var olduğun için ağlarsın...
bu ilk yaşlardan bir kaç yıl sonra hayatta sana en fazla acı verecek şeye rastlarsın. annenin bi anlık boşluğundan yararlanıp soba denilen o canavara dokunursun. ve bir büyük çığlık ardı gelen göz yaşları. sonsuz bir acıyla, öfkeyle belki sobaya karşı bir nefretle ağlarsın. annende ağlar tabi, canın acıdığı için değil canı acıdığı için...
ilkokulda tanıştığın o kıza açılamazsın. kalbin o kadar tecrübesizdir ki anlayamaz bu duyguları. tanımlayamaz. ilk yıl bittiğinde tatile giderken bir daha göremeyekmiş gibi gelir ve bir kaç damla düşer yere, okullar açıldığında ve onu tekrar bulduğunda ise bu sefer sevinçten...
liseye başlarken memleketten dedenin vefat haberi gelir. seni parklara götüren deden, sana hediyeler alan deden, dondurma alan ya şeker alan deden, seni omuzlarında gezdiren deden ölmüştür. sanki hayatının bir bölümü silinmiş gibi gelir. kabrinin başına gittiğinde nefesin kesilir. kederden ve güzel anılardan kalma damlalar düşer.
aldatıldığında mutlaka ağlarsın, yokluğuna alışana kadar ağlarsın, anıların temizlenene kadar ağlarsın, aileni özlediğinde ağlarsın, 10 yıl boyunca görüşemediğin ailen ve dostların seni havaalanında karşıladığında, yokluğunda kaybolanlara, yaşayamadıklarına ağlarsın. bunda kötü bir şey yoktur.
ağlıyorsan hala duyguların vardır, taş değilsindir tüm pisliklere ve kötülüklere rağmen. onlar gibi olmamışsındır. seni tüm gücüyle tepkisizlğe çeken bu dünyaya inat varlığına kanıttır. sakın gizleme göz yaşlarını...
canımın yandığında pek yapmadığım, ancak bir durum karşısında üzüldüğüm veya sinirlendiğim zaman birinin "ne oldu? niye ağlıyorsun?" demesi üzerine yaptığım hareket. kendimi alamam genellikle.
şu an yaşadığım sıkıntıya çare olabilecek tek ilaç!bazı zaman anlatamazsın içindekileri yada karşı taraf anlayamayacağı için çaba sarfetmek istemezsin.işte o zaman durduramazsın ağlamayı.