öyle bir şarkı ki bu, zaten gözlerinin ucundaki damlaları çılgıncasına koyvermeye neden oluyor... bütün gün herkesin içinde ağlamamak için tutarsın kendini, gözler dolar, geri yutarsın yaşları, birden bir yerden bu şarkı çalmaya başlar. işte sonun başlangıcı, 10 sn, 20 sn yutkunursun, sonra hıçkıra hıçkıra başlarsın ağlamaya... ağlamak güzeldir ama, içine atınca daha çok yük olur...
yıllar öncesinden bir dosttu az önce, "benim için bir şarkı dinle" diye mesaj atan: ağlamak güzeldir. eyvallah, açtım youtube denen nimeti. baktım bir göksel söylüyor bir de sezen aksu. sevgili aksu'yu oldum olası sevememişimdir ama dostu sevmişimdir hem de çok. onca kalp, can, hayal, kafa ve burun kırıklarına rağmen. göksel'inkini dinlemeye başladım önce, pek bir eğreti geldi kulağıma. bir sahibi var bu şarkının belli dedirten. bir buçuk dakikasından sonra minik serçe'ninkine geçtim. şuanda 8. dinleyişim.
pusu kurmuş göz yaşlarım bana bir yerlerde.
etrafı kolaçan ederken "sakıııııınnn utanmaaaa" diye okşuyor başımı sezencik.
ölmeyi istemek değil ama ağlarken bitap düşmek, sonra da uyumak arzusu var bu şarkıda.
belki de ağlamak en insancıl şeydir, ve insana dair olan her şey güzeldir.
ağlamak güzeldir yanaklardan süzülen damlalardan utanılmadığında. ağlamak insan oduğunun farkına varmaktır, biriktirilen tüm duyguların, yaşanılan her anının özgürleştirilmesidir ağlamak ve işte tam da bu nedenle ağlamak güzeldir işte.
eski türk filmlerinde sıkça vurgulanan temadır. filmlerimizde hıçkıra hıçkıra ağlayarak odasına giren kızı yatıştırmak için yanına gitmek isteyen bir yakınına; "bırak ağlasın, açılır" telkini sürekli verilirdi.