bugün

sadece yalnızken ağlayabiliyorsunuz yoksa otomatik bastırılıyor. eve kalan mesafeyle gelen çişin ters orantısı gibi bir şey, ne kadar yalnızsanız o kadar ağlıyorsunuz.

insan kendine hakaret edecek kadar ileri gidiyor.

uzun süreli yalnızlığın etkisi sanırım, bayadır var.
Gelecekte yavaş yavaş acı hissedip onu hiç içinden atamamak ile sonuçlanacak eylem.

Aşık Mahsuni Şerif in bir lafı var.

"ağlamayan adam mıdır?"

Ağlayıp ve içinizi boşaltın. Sonra 50 yaşına gelmeden ölür gidersiniz.
Serçe parmaklarla kulak memelerini okşayarak yapılır. Tabi bu kendi kulağınız olmayacak. Mesela keçi kulağı kullanabilirsiniz bu eylem için.
Boğazınıza bir şey oturduğunu hissetmekle sonuçlanır, boğazınız acır bildiğin.
Yalnızsanız dilediğiniz kadar ağlayın, rahatlarsınız.
Birkaç gündür sebebini bilmediğim ve daha önce yaşamadığım türden bir kronik mutsuzluk vardı üzerimde. (Yeterince uyuyamamanın verdiği dinlenememişlik de körüklüyordu.)
Üzerine bir tartışma yaşayıp sinirlerim bozulunca koydum gözyaşlarımı, rahatlatıyor..
içinde şişip kalır bir şeyler... bende mide bulantısı ve öğürme yoluyla dışarı çıkmak istiyor sanırım göz yaşlarım.
dişler sıkılır, bacaklar sallanır istemsiz, eller ovuşturulur. bastırabilene helal olsun.
sıcak basar, burnun acır çok asitli kola içmiş gibi, etraf buğulanır.

gidin wcye ağlayın.
filmlerde beni en çok etkileyen sahnelerdendir. boğazın düğümlenir ya öyle işte.
Ağlamaktan daha kötü hissetmenizi sağlar. bence en iyisi ağlamaktır.
Melankolikli tırt pırt edebiyatı.
Gözlerimi tavana dikerim kocaman acılmış olur. Bu sayede biraz olsun bastırılabilir.

Yalnızsan ağla gitsin.
Burnunuzda bir sızlama hissi oluşturur.
kulaklarında büyük bir uğultuyu duyumsamayla başlar. içinizde bir şeyler birbirlerine çarpa çarpa dalgalanır, köpürür ve bu büyük bir uğultu olarak kulaklarınıza çınlar. giderek artar, artar ve geçmesini beklersiniz.
Acının içinizde kalmasına sebep olur. Boğazınızda bir yumru olur, içiniz sıkılır. ağlayın geçsin.
kemal sunal abimizin bir filmi vardı. ağlamayan bir adamı tasvir ederdi. (bkz: gülen adam) en sonunda öyle bir ağlamıştı ki.

bazen orada kendimi görürüm. ulu orta ağlayamam. kendimi tutmaya çalışırım. kimsenin görmediği, sessiz ve karanlık bir yerde usulca ağlarım.

bir gün ulu orta kendimi tutamayıp koca bir bebek gibi ağlayacağım sanırım.
ağlamayı öğrenene kadar sürecek durum.
Gırtlağa, bizon oturtur.
Bildiğin, serengeti bizonlarından, heyullah kıvamı.
aslında iyi bir şey yapılmayandır. eğer ağlama isteğiniz varsa ağlayın derim. ağlamak rahatlatacaksa ağlayın niye ki. tabii bu, ağlamanın iyi bir şey olup olmadığının dışında bir bağlamda söylüyorum. hem iyi hem kötü yani. bu ağlama, ulu orta yerde olmayacaksa ki böyle olmalı zaten, bastırılmaması gereken duygular. başkasına zarar vermeyecek bir eyleminiz, sizi rahatlatıyorsa sonuna kadar gidin. rahat olmak, rahatlık kadar güzel bir şey yok.
Kötü bir şey. böyle yaptığımda sanki bir kaya yutmuşum gibi oluyor ve uzun zaman o kayayla yaşamak zorunda kalıyorum. O nedenle ağlamak güzel şey.
güçlü durmak zorunda kalan bir ağabey olmak ve kız kardeşini kollamaya çalışırken hayata karşı dimdik durmaya çalışmak esnasında sürekli gizlenmesi icap eden bir hareket.

başta öz babam olmak üzere dünyadaki tüm vahşilere karşı koyabilmek için alışkanlık haline getirdiğim eylem. bir omuz bulduğumda çocuk gibi hıçkırarak ağlama sebebim de bu birikmişlik sanırım...
işe ilk başladığım dönemler iş arkadaşım ve alttaki büroda çalışan kız sohbet ederken başıma geliyordu. Benim de ucunda in yaşayıp da hala irin sızan yaralarımdan bahsediyorlardı. Eh yanlarında hüngür hüngür ağlayamayacapım için bastırırdım. Haberleri yoktu, olmadı.
boğazda kocaman bir yımrıh oluşmasına sebep olacak eylemdir. yutkunayım dersin o tükürük inmez aşağı burnunun direği sızlar ağzından burnundan baloncuklar çıkar suratın pancar gibi olur.

bu kadar sıkıntıya ve rezilliğe katlanana kadar sal gitsin lan.
dişlerini sıkarak acıdan kendine gelmeye çalışırsın, o ifadesiz olan suratında bir kaskatı kesilme olur saniyelik sonra bir yutkunursun, geçer.
Sık sık yapıyorum bunu.
Sonra ufacık bir şeye gıcık olup kahkaha atıyorum ardından ağlıyorum. Çok zor bir durum ne zaman geleceği belli olmuyor.
Yukarıya doğru gözleri dikmek ile epey yol alınır. Ancak en güzeli bir şey ısırmak ile yapılır.
Zaten en alakasız yerde patlayacak bir istek olduğundan çok da zorlamamak lazım.