kazanamadıkları zaman suçlu hakem veya rakiptir. hatta ve hatta yayıncı kuruluş. bütün takımların fenere karşı çok farklı oynadığına inanırlar. sindiremezler bunu. fenerbahçe varsa rakip kaleyi boş bırakmalıdır onlara göre. götü yarım karış havada yorumlar yaparlar her zaman. hakem ibne, karşı takım satılmış, federasyon şikecidir. onlar da zaten bu ligin zaptiyesi. ezik olduklarını göstermek için bazen gidip yayıncı kuruluşun kablolarını keserler. kendi kadrolarına bakmak hiç akıllarına gelmez. deniz ve bekir gibi oyuncularla ilk 3'e giremeyeceklerinden haberleri yoktur. sağlam bir memeyi hakederler.
o kadar büyük bir taraftardır ki alkışlayın ulan hipneler diyip alkışlarlar.rakiplerini her branşta yenen bir takımı tuttukları için mağlubiyet görmeye alışık değillerdir mağlubiyet cahilliğinden dolayı da mağlubiyette kıyamet koparıp her mağlubiyeti hakem katliamı olarak yorumlamaktan utanmazlar.
yedikleri golü iki dakka önce verilmeyen kornere bağlayanların, işine gelmeyince biz fasfakirdik diyerek mazlum edebiyatı yapanların, dün kendi topçusuna kıyak geçen hakemi üstüne bir de fenerbahçe'ye haksızlık yapınca iyice savunanların, kimi ibnelerin, kimi orospu çocuklarının ağlak diye nitelediği fenerbahçe taraftarlarıdır...
yirmi bin kişilik stadı dolduramayan, başkanlarının bile ağlak ağlak yahu şu fener taraftarı gibi olamadınız kıskanıyorum onları diye zırladığı kulüplerin taraftarlarına benzemez fenerbahçeli.. nekadar çatlasanızda nekadar kıskansanızda fenerbahçeliyiz , ağlarız , kızarız , kavga ederiz, ölesiye severiz... bu da kime batıyorsa batsın umurumuzda da değildir. biz fenerbahçe ailesiyiz sadece renklerimiz yeter bağlılığımıza , geriye kalan herşeyse önemsizdir...
şöyle bir yazı vardı...
Başarısız bir Yılmaz Erdoğan şiiri uyarlamasından çok daha uzun ve anlam yüklüdür Fenerbahçeli nin öyküsü. ya da bir anti fb sitesinde hazırlanmış alaycı yazılardan..
bundan 100 yıl kadar önce daha yeni kurulduğu zamanlarda ileriki yıllarda ezeli rakibi olacak bir kulüpten 6-7 gol yediği maçlar söz konusu olduğunda başını öne eğmez Fenerbahçeli. o söz konusu diğer ekibin kurtuluş savaşında hangi tarafı desteklediği sorulduğunda eğdiği gibi. sayısındaki artış sadece başarılı olup kupalar aldığı belli bi zaman aralığında değildir. sonradan Fenerbahçeli olanların sayısı diğer kulüplere göre çok daha düşüktür. Fenerbahçeli doğar o milyonlarla ifade edilen kitle. tıpkı babalarının da yaptığı gibi.
Avrupa da ya da başka bi yerde kötü sonuç alındığında diğer taraftardan çok daha fazla üzüntü duyar. sıradan bi gençlerbirliği beraberliği Fenerbahçeliyi çılgına çevirebilir rahatlıkla. ya da 3 farklı yenilgiden gelip kazanılan bir maçın üzerinden yıllar geçmesine ve hem canlı şahit olup hem binlerce kez video görüntülerini izlemesine rağmen her hatırlayışında tüyleri diken diken olabilir Fenerbahçelinin.
Fenerbahçelilik size tebessümle gözyaşını aynı anda yaşatabilir. bunun diğer taraftarların alay konusu olmasını da anlayışla karşılar Fenerbahçeli. çünkü duyduğu sevgi ve bağlılığın onlar tarafından anlaşılmasını beklemez.
Fenerbahçelilik sözlükte ansiklopedide anlatılamaz. daha maç başlamamış takımınız sahaya çıkmamışken onbinlerce birbirini tanımayan insanın çalan tek bi şarkıda kenetlenip tek bir vücut olması tanımlanamayacak bir olaydır. sokakta görseniz ayıplarsınız belki koskoca adamın elinde atkısıyla "bir şarkısın sen.." derken ağlamasını. ama o kişilerce mabet diye tanımlanan ligde sonuncu da olsanız avrupada sıfır da çekseniz girebilmek için saatler öncesinden kuyruğa girmeniz gereken o büyülü mekanda böyle bir şeye karşılaştığınızda kendi gözleriniz dolar.
bütün stadın sadece meşale ve çakmaklarla aydınlatıldığı bir ortamda* çıldırmışçasına "yaşa Fenerbahçe" diye bağırırken yırtılan boğazınız acı veremez bir Fenerbahçeliye.
o artık klasikleşmiş "yenilsen de yensen de taraftarın senle" tezahüratının geçerli olduğu tek yerdir. "hep destek tam destek" in yaratıcısıdır Fenerbahçeli.
Fenerbahçelide mantık yoktur. oyuncuları sevgisine layık olamadığı zamanlar deliye dönüp onlara zarar verişlerinin sebebi duydukları kızgınlıktan çok duydukları sevgidir. Fenerbahçelide mantık yoktur. maç kazanıp kupa alamadığında yalnız bırakmaz sevgilisini ve hissettiklerinde bi azalma değil inadına bir artış olur. sanıldığı gibi perşembe sabahları okuluna işyerine başı eğik değil boynunda avrupayı değil "kalbini fetheden renklerden yapılmış atkısıyla gururla gider her şeye rağmen. kendi takımını başarıları için, kalbiyle değil de mantığıyla seven diğerleri ancak alay edebilir bu durumla.
Fenerbahçeli takımını küçük düşürmeye çalışanlarla bilinçsizce tartışıp kavga edebilir tıpkı sevgilisine karısına laf eden birine saldırır gibi. bu yüzden ezik kompleksli yada bunun benzeri sıfatlar yakıştırılmasını da göze alarak. ama asıl ezik ve komplekslinin, fenerbahçenin başarısızlığından duydukları hazzın kendi başarılarından duydukları hazdan daha çok olanlar olduğunu da bilir.
Fenerbahçelinin öyküsü bir aşk hikayesine benzer gözyaşlarının eksik olmadığı. mutluluktan da ağlarsınız üzüntüden de.. ama her damlası, duyduğunuz sevgiyi biraz daha artırır. ve her fener bayrağına sarılı tabutu görüşümde anlıyorum ki Fenerbahçeli ölürken bile terk etmez aşkını...
aziz yıldırım tarafından türkiyenin en büyük kulubünü desteklediklerine inandırılan kitle.
stad doldurmak, kadıköyde galatasarayı yenmek, federasyon biye bahmiy sloganları başlıca büyüklükleridir.
başka da yok zaten.
lider olduğu halde stadı dolduramayan ve taraftarım diye geçinen cincon bebişlerinden daha az ağlak olan taraftarlar. eminim kara kara düşünüyorsunuz yarın akşamı!
kendisiyle çekişmeye gücünün bile yetmediği bir sezon için rakibinin şampiyonluğu elinden alınsın diye götünü yırtarak uefaya attığı maillerle zırlayamayan taraftardır. mail atacağınıza şampiyonluğa koşan takımınızın maçına gidin amına koyim, boş konuşacağınıza biraz iş yapın.
rakibi eğer 9 puan farkla bitirseydi takımının şampiyonluğu hayal bile edemeyeceğinin farkında olmayan taraftardır.
bölündü canım o puan.
(bkz: süper final)
farkeder mi? asla...
eğer sonunda play off gibi bir saçmalık olmayacağını bilse bekir'le selçuk'la bile adamın aklını alacak kadar korkunç bir güce sahip taraftardır. ama sonunda play off olacaksa puan farkı sikinde olmaz; er meydanına çıkılınca kimin kime koyacağını iyi bilir; hatta siz daha iyi bilirsiniz.