Balkondaki su giderinin başında ağladım. Sigara da ictiğimden külünü o gidere çırpabileyim diye. içim kıvranıyo ama balkonda kül olmasın kafası. deli miyim neyim.
aldatıldığımı öğrendikten sonra olur olmadık her yer. ilk öğrendiğimde trafiğin ortasında ağlayamaya başladım halimi görünce kornaya bile basmadı şoför. bu talihsiz olaydan sonra olur olmadık yerlerde aniden ağlama krizlerine giriyordum. yeni tanıştığım arkadaş grubunun ortasında bir anda aklıma gelince ağlamaya başlamıştım. en ilginçlerinden birisi de uykudayken ağlamaktı. çok sevdiğim birinin ölüm acısı gibi geçirmişim o dönemi.
Çapa'da herhangi bir sokağın ortası. ilginç gelmiyor aslında ama ağlayan kişiyi daha önce kimse ağlarken görmemiş, bunu es geçmeyelim. Kendi odasında bile nâdir ağlamış. Ağlanıyormuş meğer. Duygularını her zaman örseleyemiyormuşsun.
otobüste yol boyunca, beni teselli eden insanlari, yer verenleri unutmamak gerek.
yatağımın alti.Evet kimse duymasın diyeydi.Okulda ki depo.Çünkü gizli yerimdi.
ik direktörü, departman direktörü ve departman yöneticilerimin olduğu toplantı odasında. Evet kovulmuştum amk. Ama tazminat kağıdına imza atarken feci sırıttım. Tam bir karmaşaydı
yol kenarında bir duvar dibine çöküp ağlamıştım. yoldan geçen bir kadını durdurup beni dinle diye de diretmistim. bundan daha ilginci olmadı hayatımda.
bornova'da outlet center'da mavi jeans soyunma kabininde aynada kendi halime bakıp ağlamıştım.
insan kendi haline bakıp bakıp bu kadar nasıl ağlayabiliyor diye düşündüğümü hatırlıyorum o kabinde.
2 sene öncesine kadar birisi gelip, "kars akyaka'da ermenistan sınırındaki bir karakolda, terhis gecende duş alırken hüngür hüngür ağlayacaksın." dese, günlerce dalga geçerdim.