insanı ağlamak için gaza getiren bir şarkı.
yusuf taşkın 'kördüğüm çember dört duvar...' diye haykırırken gözden sıcacık yaşlar süzülür.
aşk acısına iyi gelir.
çok aşık olup da hala kavuşamamış bünyelere ilaç gibi gelir. yusuf taşkın ın kördügüm cember dört duvar diye haykırmasıyla sıcacık yaşlar gözlerden yanaklara doğru süzülür.
kördüğüm çember..
dört duvar..
canevinde bıkar can uçar..
boş kalır o hanlar saraylar..
beni sen al yeminim var..
kül oldum söndüm ateşine sar..
sar al beni sana sar..
sar sar bana sensin yar..
habersiz kuşlar geçer..
geceler zehir zıkkım..
gözlerimi sel basmış..
yağmurlar ardındayım..
aşığım ben sana çok aşığım..
yola çık yollardayım ooooff..
kördüğüm çember..
dört duvar..
canevinde bıkar bu can uçar..
boş kalır o hanlar saraylar.. *
tek kelimeyle "müthiş" denilebilecek şarkı. insanı adeta büyülüyor. hüznün, kederin derinliklerine sokup çıkarıyor. hele bir de ağır roman da salih in karakoldan çıkıp uçmuş bi vaziyette koleranın sokaklarında süzülöesi esnasında arkadan çalıyorya işte o çok farklı bi kafa.
her gün ve her gece mutlaka dinlenip yürek parçalama aracı olarak kullanılan şarkı.
ağlamak istenilir, boğaz düğümlenir, gözler dolar ama akmaz bir damla yaş. ya da içerilere bir yere akar. bünyede böylesine derin etkiler bırakan yapıttır...
yusuf taşkın'ın enfes yorumunun üstüne çıkabilene rastlamadığım, ağır roman sayesinde tanıştığım, bunalımın dibine vurulan zamanlarda size eşlik edebilecek üç beş şarkıdan biridir.
ağla sevdam ağla
dök içindekileri tuzlu gözyaşlarımla yanaklarımdan aşağıya, dök ki her damla dudaklarıma çarptığında alayım tadını tekrardan içimdeki yasın, alayımki bileyim hayatın kahpeliklerini.
derlerdi ya 'aşk kötü bir şaka anlamaya çalışma' şakadan ağlamış gibi yapayım çaktırmamaya çalışayım herzamanki gibi.
ağla sevdam ağla
sen ağlaki ben yorgun bedenimi defnedecek bi yer bulduğumda sana haber vereyim yeniden kavuşalım ağlayarak.
bazı şarkılar vardır ki sadece bir insanın sesinden dinlemek güzeldir. işte bu şarkı da yusuf taşkın'ın o muhteşem sesine yazılmış gibi. insanın içini acıtan sözleriyle muhteşem bir parça. **
sabah sabah adamın amına koyan, geçmişi ve o zamanlarda yaptığım hataları anlamsızca aklıma getirten, ağlamama sebep olacak kadar müthiş söz ve yusuf taşkın'ın yorumuna sahip olan şarkı. en can alıcı bölümü bana göre tabikide "aşığım, ben sana çok aşığım" dediği andır. kulaklık takın son ses açın ve o içtenliği hissedin dostlarım.
tüyler diken diken. yapılacaklarla dolu zaman, yapılması gerekenlerle. sen bile bile, boşu boşuna gelir diye bekliyorsun ya, yoruluyorsun hani, düşecekken tutacak dal arıyorsun. sanki o ateş cılız geliyor ısınmaya. yetmiyor. deli gibi özlüyorsun da diyemiyorsun ya; işte o zaman kalbini en tırtıklı bıçakla kesiyor bu şarkı.