Harika bişi. Sık sık ağaç olmanın hayalini kuruyorum. Köklerim varmış su arıyormuşum, öteki ağaçlarla köklerimi dolaştırıp romantizm yaşıyormuşum. Kimi zaman zengin ağaçları evlilik vaadiyle kandırıp sularından otlanıyormuşum. Efkarlandıkça Sitokininle kafayı buluyormuşum. Yaprak döküyomuşum, off bu kış da çok zorlu geçecek hıı senin kafa rahat tabi de diye çama trip atıyormuşum. Ağaç olmak demek mutluluk demek, huzur demek.
ogün sanlısoy'un son albümünün belki de en sert parçası.. gezi'de, güzide yerlerde, köprü yollarında kesilen, katledilen ağaçlar için birilerine dokunduran şarkı.. ayrıca, sözleri dışında bir de o rifleri, soloları yok mu.. onur ataman, gitarıyla bir bütün olmuş resmen..
Ağaç, oksijen deposudur. Ayrıca bize yeryüzünün en güzel armağanıdır;ama biz insanoğlu her şeye zarar verdiğimiz gibi onu da yok etmekte üstümüze düşeni yapıyoruz. Nedir bu yeşil düşmanlığı? Anlamıyorum! Yol yapmak için, alışveriş merkezi yapmak için, maden çıkarmak için, sırf bencilliğimizden ve bilgisizliğimizden katlediyoruz nefes depomuzu. Kendi bindiğimiz dalı kestiğinden haberi yok bir çoğumuzun. Ormanların hızla yok olduğundan haberi yok. Türkiye 25 yıl önce en çok ormana sahip ülkeyken, şuan ormanlarını hızla tüketen 2. Ülke. Yani kendi bindiğimiz dalı kesme de bizden iyisi yok.
genelinin canlı olan insanlardan belki yüzlerce yıl daha yaşlı olmasından ötürü neler görüp geçirdiklerini merak ettiğim ve baktıkça hüzünlendiğim doğal unsurdur.
ilk yaprakları yeşeriyordu ağacın
Tomurcuk tomurcuk, tek tek.
"Alayım mı onları elinden?" dedi
Kırağı sürünerek.
Saçtan tırnağa titreyip ağaç
"Hayır" dedi, yalvararak,
"Çiçek açıncaya kadar
Onları rahat bırak."
Tomurcuklandı çiçekleri ağacın
ötüştü bütün kuşlar.
"Alayım mı onları elinden?" dedi
Esintiyle rüzgâr.
"Hayır" dedi sallanırken ağaç,
Titremeden yaprak yaprak.
"çiçek açıncaya kadar
Onları rahat bırak."
Yaz ortası sıcağında
Ağaç meyvesini verdi.
çocuk dedi: "Toplayabilir miyim
Artık yemişlerini?"
Eğerken yüklü yapraklarını ağaç
"Tabii" dedi, "toplayabilirsin
Al hepsini,
Hepsi senin için."
Gitarın sesiyle beslenip ona benzeyen telli çalgıların bütünleştiren gizemli seslerinde ruhumda ki kasların gevşediğini hissediyorum.
içtiğim şarapların etkisinde yazı yazma seçeneğini seçip yazma moduna geçtiğimde;
Gözlerim bir başka görüyor dünyayı.
Kendimi sarhoş bir adamın asaletinde büyük laflar ederken mütevazi yaşamında sıradan bir yeri kapladığını anlatmak çok özel.
Doğa kendine has devamını sağlarken onun içerisinde bir yer edinmek için bir şeyler yapmak belki bizi içinde yaşadığımız toplumdan uzaklaştırıyor.
Bahçede ve saksıda bitki yetiştirmek kelimelerimle anlatamayacağım kadar mükemmel.
Ağaçtan yapılı çalgılar ve kafamın içerisinde gezinen düşünceler.
doğadaki en karakterli ve en örnek alınası varlıklardan biridir ağaç. acımasız ve sert rüzgarlara aldırmaz, hatta onunla alay eder, kendisine yöneltilen her darbeyle dans eder. Karakterlidir, çünkü; köklüdür bir defa, içselliği en sağlam olan varlıklardan biridir ağaç, faydası da tartışılmaz aynı zamanda. Epey zamanla çürür içi, insan, ondan daha aşağıdadır bu konuda. Bazen o da dayanamaz, yerden göğe uzanan fırtınalara karşı koyamaz. Cefakardır oldukça, ama, o da ille de ebedi olamaz. Dokunmak gerekir ağaçlara, eminim ki onlar da ihtiyaç duyuyor en içten duygulara. Oysa görüp görebileceğimiz en güzel hediyelerden birini sunar, yağmurdur adı ya da, en kötüsüyle sığınılası bir gölgedir, sırtımı yaslayacağım en sağlam gövdedir. Nankör insanın hışmına uğramaktan kaçamaz ağaç, etliye sütlüye karışmasa bile, biri gelir kırar dallarını ya da çizer o sağlam duvarlarını; o sebepledir ki; bir kaynak ve bir aynadır her bir ağaç, inceleyin onları ve anlattıklarını dinleyin; bizlerin aksine, gösterişten uzak duran, o en derin köklerdeki iyi niyeti hissedin.