faydasız eko'nun istanbul'da öğrenci indirimini 30 yaş üstüne kaldırmasından sonra bu dönem pek çok öğrencinin kaydını yenilemeyeceği ve zarar edeceği kurumlar.
aslında açıköğretim sistemi özünde oldukça faydalı bir sistemdir. düşünün dağın tepesinde bir köyde yaşayan okula gitme imkanı olmayan ama içinde okuma hevesi olan bir kişinin diploma alabilmesi için büyük bir fırsattır. yine iki yıllık önlisans mezunu olan bir öğrencinin dört yıllık lisans pogramından mezun olabilmesi için bir fırsat sunmaktadır. bunlar açıköğretimin avantajlarıdır. açıköğretim sisteminin dezavantajı ise karşınızda bir eğitimcinin olmaması kaderinizin tamamen bir bilgisayara bağımlı olmasıdır. örneğin geçme notu 50 siz sınavdan 49 alır ve kalırsınız yani bunun bir dönüşü olmaz. aynı dersi tekrar vermek zorunda kalırsınız. ama karşınızda bir öğretmen/eğitmen/eğitimci/akademisyen varsa sizi 49'dan kolay kolay bırakmaz 50 verir geçirir. bunun dışında okumak isteyen ama okula gidecek fırsatı olmayanlar için oldukça yararlı bir sistemdir.
Son 4 yılda açıköğretimde standart yükseltme hamleleri oldu. Geçme notu önce 35 Sonra 30 oldu. (25 idi)
4 yanlış 1 doğruyu götürmeye başladı.
Eşit sık olayı kalktı. Yani her şıktan eşit sayıda bulunuyordu eskiden , 4 yıldır o da bitti.
Güz finalleri sonrası sonuçlar da açıklandı. Her dersimi geçmişim. Bahar dönemi 3 dersim kaldı. Sonra tarih mezunu oluyorum.
ikinci üniversite olarak okudum. Güzeldi. Acısıyla tatlısıyla ve edindiğim bilgilerle memnun kaldım bu eğitim sürecinden. En önemlisi okuduğum diğer bölüm olan itü jeoloji mühendisliği ile çok ilgili bir bölüm oldu.
Bir nevi deprem tarihi üzerine ıhtisas yapabilirim.
lisans okuyup sonrasında yüksek lisans yapabilen var mı gerçekten merak ettiğim bir eğitim sistemi. forumlarda vs. hep yazıyorlar da inandırıcı gelmiyor. yapılıyorsa ben de aöften bölüm okuyabilirim, kenarda dursun.
üniversite okuyacak zamanı olmayıp çalışan ya da evden eğitim görmek isteyenler için sadece sınavlarına girilmesi şartıyla üniversite diploması verebilen bir üniversite şeklidir.
biz ülke olarak bir çok işi olması gerekenden hızlı ve olması gerekenden kalitesiz hallediyoruz. yani istatistiklere oynamak tek derdimiz gibi görünüyor. veya bazı piyasa açıklarını kapatıp en kısa sürede bir şeylere uyum sağlamaya çalışıyoruz. işi üstlenenlerden olan oluyor, adam akıllı da yapıyor işini. olmayan, olamayan ise piyasada kan ağlatmaya devam ediyor.
işkur eğitimleri, halk eğitim merkezi eğitimleri, üniversiteler bünyesinde açılan kısa süreli kolay sınavlı eğitimler ve açıköğretim sistemi şunlar bunlar kapsamında koyulan kuralların en hızlı şekilde uygulayıcılarını yetiştirmek üzere çalışıyorlar. olumlu yönleri var, acıları da bariz.
Arkadaşlar AÖF Kadıköy bürosu işlem yapamıyor. Teknik aksaklık varmış. Kitapları da bu yüzden veremiyorlar. Bu yüzden bana Beşiktaş yolları gözüktü. Saat 5 e kadar yetişmeliyim.
açık öğretim de bulunan bölümü zahmet edip örgün de okumak eğer üniversite çok prestijli değilse (mesela bir odtü, boğaziçi)macera ve para kaybından başka bir şey değildir. Örgün eğitim aldığım halde iki açıköğretim bölümü bitirdim önümüzdeki sene üçüncüye başlayacağım inşallah sanırım bu sefer sosyoloji.
okuyun, ben bıraktım arkadaşım bankacı oldu, ben işçi amk. neyse ki kapağı yurt dışına atım. o it hala benden az kazanıyor amk sen bu kadar şanslı olmayabilirsin oku.