Hayvanların kendimizce açıklanabilir tek yanları icgudulerinin olmasıdır muhtemelen. Kıyasladığımızda insanlarla arada pek farkın olmadığı kesindir. Örneğin; hayatta kalma, savunma güdüsü gibi. Tabi açlık gibi kavramlarda bir dürtü ne de olsa.
Bu eylemlerin insanlarda neye yol açtığını hep merak etmişimdir. Mesela ben çok şüpheciyim ve küçüklüğümden beri bulunduğum her ortamda bana fiziki anlamda saldıran bireylerle karşılaştım fakat bu alkollu olduğumda kat ve kat artan bir vahşilikle benim birilerine, en yakın dostuma bile saldirmama neden oluyordu. Bundan seneler önce bodrum da kız arkadaşımla içerdik, mekanlar dans edelim diye tekilalari yiğardı önümüze ve sabah uyandığımda birbirimize vurduğumuz tekme tokat daldığımız aklımıza gelirdi.
Bu ilkokulda sınıfta herkesle kavgalı olduğum, ortaokulda itip kakıldığım, lisede disiplin odasından çıkmayıp derste hep aykırı bulunduğum günlerin intikamı mı? Üniversitede sevilmeyişim kişisel bir problemdi ya da genetiksel bir durum muydu bilinmez. Fakat; alkol yılda çok nadir bir iki kere alsam da alkollu iken daha çok ortaya çıkıyor tahminimce.
Tıpta tahammülsüzlük ya da psikolojik olarak söylense de ben bazı eylemlerin çok eski ve kalıtımsal olduğunu düşünüyorum. Açıklanamayan bir eylemin güdüsel bir tetik olduğunun sanırım bilimsel bir yaklaşımı da vardır.
Standarda karşı her insanın aciklayamadığı birçok güdüsü de vardır elbette. Örneğin; bir şeyi yapmak istemediğinde içten içe rahatsızlık duyması gibi.
Edit: buradaki alkol sadece iyi bir örnektir. Sürekli alkol kullanmayan ve 20 li yaşlara kadar almayan bünyenin içmeden önce de aynı durumla karşılaşması belki ataerkil bir yapıya sahip olmasından ileri de gelebilir. Tartışmalı bir konu hele ki çocukluk zamanında da aynı yırtıcılığı gösteren bir kişinin ego, id gibi psikolojik bir durumla ele alınması komik, metapsikolojik açıdan ele alınması ise gülünç olabilir. Ki bunun dna ve genlerin bir işlevi olduğunu düşünüp, atalarina uzanan bir yapıya sahip olabileceğine inanırsak.
Kısaca; elinde olmadan hissedilen ve sigmund freud' un bile açıklayamayacağı bu durum braveheart filmindeki mel gibson karakterinin savaşçı ruhunu hatırlatır. Liderlik vasfı varsa vardır, yoksa yoktur. Bunun egoyla, legoyla ilgisi yok; tamamen ruhla, iradesiz duygularla alakalı olması muhtemeldir. Bilinçaltı, kurgular o ayrı mesele dostum. Aşkı itiraf etmeyi kurtarsın, alkol alınca tetiklenir. Tamam. Fakat 3 yaşından 30 a kadar yapın nedeniyle yaptıklarını ve hissettiklerini
içgüdüsel, ataerkil bir coşkuyla yapar engel olamazsın. Toplumsal baskılarla bastırdığı, içine attığı her ilkelliği alkol alınca yalnız onun beyliği, hanedanı, krallığı ve iktidarında uyguladığını da düşünebilir. Mesela bunu freud yansıma, yanılsama konusunda açmıştır.
alkol alınca davranış değişikliğine giden bireylerin, egolarının birtakım sebeplerden fazla gelişemediğini düşünüyorum. gündelik zamanda içlerindeki öfke duygusuyla baş edebilecek yeterlilikte bir egoya sahip olmadıklarından, egosal sebeplerle öfkelerini dışa vuramadıkları için bilinç dışında öfkelerini bastırma yoluna giderler. bu kişilerin gündelik hayatta kendi içilerinde de sık sık kavgaya tutuştuğunu da tahmin etmek mümkün.
bu sebeple alkol alınca saldırganlaşan bireyin egosunun, ilkel benliğinin ağırlığı altında ezildiğini söyleyebiliriz. ilkel benliğini, süperego dediğimiz toplumsal kurallarla dengeleyebilecek bir egoya sahip bir birey olsaydı şayet, alkol aldığında normalde nasıl davranıyorsa yine öyle davranacak, davranışlarında bir farklılık gözlemlenmeyecekti.
buradaki ego gelişiminden kastım, halk dilindeki gibi değil. egosu güçlü olan insan, davranışlarını her durumda zorlanmadan kontrol altında tutabilen insandır. bunun için ekstra bir çaba harcamaz zira zaten kendiyle uyum içindedir, rol yapmıyordur. kendini bulmuştur, id, ego ve süperegosu muazzam bir uyum içinde, çatışmadan hareket eder. bu aşamaya gelmekse elbette kolay değildir.