neye göre, kime göre açıklık. güzel yurdumda ruj sürüp normal boyda etek giyen (hatta boyu önemli değil, etek olması önemli) bir öğretmene de açık giyinmiş gözüyle bakılıyor.
eğer yakışmıyorsa giymesin hakikaten kötü duruyor. mesela ortaokuldan türkçe hocamız giyiniyordu kusasımız geliyordu coğrafya hocamız girdiğinde erkekler ön sırayı kapmak için kavga çıkarıyordu.
(bkz: hoca var hooocaaaammmm var)*
120 kiloluk kimya hocası beyaz pantalon üzerine tanga giyer. bu kadın 50 küsür yaşında. sonradan yüksek seslerle ''gördün mü gördün mü'' ve ''görmez olaydım'' gibi sesler duyulur.
insanları giyim tarzlarına bakarak cinsel hayatını anlayan müneccimlerin * bu olay karşısında kendi cinsel dürtülerinin artması sebebiyle müzmin abazan olduklarını gösterdikleri olaydır. ayrıca bu kişi müneccimin * öğretmeni ise olay bambaşka boyuta taşınır. bu öyle bir boyuttur ki girişte "abazan olmayan giremez" yazısını görmeniz muhtemeldir. kendini dindar olarak gösteren bir zat-ı muhterem böyle bir hoca gördüğünde ağzının sularının akması sureti ile dini imanı unutup abazan olduğunu bütün cihana tescillettirir. fakat bu arkadaşın yanında bir türbanlıya of ulan güzel hatunmuş gibi birşey dediğinizde aşırı tepki alırsınız. yani milli eğitim tarafından yapılması gereken şudur; türbansız öğretmen olmamalıdır. animallah imanlı kardeşlerimiz azarlar falan. sonuç olarak ise; giyim tarzını bu şekilde değerlendiren kişilere söylenebilcek son söz; fuck off! dur.
libidosu tavan yapmış varlığın çocukluk fantezilerine malzeme olmuş öğretmendir. 2 gram et görünce eli ayağına dolaşmış, kimseye çaktırmadan oyuncak bebeklerin eteklerini kaldırmıştır meraktan belki de. ama onun aklında kalan çocukluktan, öğretmenden kalan 2 gram et parçasıydı.
arka sıralarda kıpırdayan omuzlara ve sıraların, geçiş sırasında geçen hocanın kalçasına dirseklerin daha kolay sürtülmesi için birbirine yaklaştırılmasına sebebiyet verecek; ergen kişinin en büyük fantazilerinin kahramanı olacaktır. öğretmenin verdiği not düştükçe, öğrencinin seks dolu hayallerindeki rolü gittikçe daha çok şiddet içerecektir. okul bittikten sonra birçok hocanın unutulmasına rağmen onların adı hatırlanacak hatta okul anılarına dönüş yapılırken giydiği jartiyerden bile bahsedilecek ve "olm kadın orospu donu giymiş" şeklinde arkadaşı dürtmeyle birlikte gerçekleştirilen diyaloglar hatırlanarak kişinin yüzünde büyük bir sırıtmaya yolaçacaklardır.
yeni ergen gençlerin ağızlarının suyunu akıtan rüyalarını süsleyen; kızların ise 'ne var be ben de onun yaşına geleyim onun gibi süsleneyim ondan daha güzel olurum' iddiasında bulunduğu insandır.
mide bulandıran sıfat tamlamasıdır. hayır bir tane de örneği yoktur.en fazla diz boyu etekle gidene şahit olunmuştur ki normalide odur. erkeğin sapıtmamasının çözümü kadının kapanması mıdır. erkekler namussuz mudur?
hakkında getirilen yorumlara bakıp da dehşete düşmemek imkansızdır. bulaşıcı hastalık gibisiniz. etken prion olduğundan tedavi metodları yetersiz kalmaktadır. beyniniz eriyor.
(bkz: bir yobaz yuvası olarak uludağ sözlük) tam yobaz hem de. öyle ki cümle kuramıyor insan. ağzı açık kalıyor bu kadar mı olur diye.. bu zihniyetteki tiplerle aynı havayı solumaktan kusacak hale geliyor. evet tek kelimeyle bu.
edit:zaten hiçbir öğretmen rahatsız edici derecede açık saçık giyinmez. ama yobazın,cahilin kafası öyle bulanmaıştır ki gayet normal giyinmiş ,bakımlı bir öğretmene abuk subuk ithamlarda bulunur. ne diyim öğretmenler götürsün sizi.
uludag sozluk, yazılanlar gibi ya gercekten bir yobazlar yuvası ya da bir yazarın dediğini kanıtlayan erkeklerden oluşan bir topluluk olduğunu düşündürten saçmalıktır. ne demişti o yazar :
"türkiye can çekişen gençliğe sahip bir ülke, öyle bir ülke düşünün ki erkekler ilk karşı cins yakınlaşmalarını belediye otobüslerinde yaşıyorlar."
Bu başlık altında yazılanların açıklamasını yapabilecek başka bir yol bulamamanın üzüntüsünü yaşamaktayım.
tıpkı türbanlı hocalara gösterildiği gibi, saygıyı hakeden öğretmendir. zira gömleğinin yakası biraz fazla açılmış diye bazı hayvanların "aha vurun kahpeye" nidalarını sinesine çekmek zorunda değildir.