hep bu korku filmlerinin beyne empoze ettigi korkudur. ama nedense bende yoktur bu hatta kapatinca daha kotu hissederim. kendimi kapali alanda hapsolmus, disarida kiyamet kopsa haberi olmayacak, belki kapinin onunden, koridordan birileri, biseyler gecse herseyden habersiz kuzu kuzu bekliyor hissediyorum. belkide bulundugum alana genel hakim bir yerde durma gudusu yuzundendir. mesala bi mekanda asla ortalik yerde duramam, en yuksek ve tum alani rahatca gorecek yerleri istemsizce seciyorum. odanin hatta tum odalarin kapilarini acik birakma sebebimde budur belki. tum eve hakim olma, kontrol altinda tutma.
çocukluk çağlarda hemen herkesin başından geçmiş korkudur. bunu tuvaletin açık olan havalandırma penceresi korkusu izler. tuvalete girersiniz ve o pencere açıktır. dönseniz olmaz tam ucundadır çünkü. e oturup yapsanız siz tuvaletinizi yaparken oralardan canavarlar falan gelebilir. kapatmaya boyunuz da yetmez. hasılı çok sıkıntılı durumlardandır. bu canavarların cinlerinde nasıl bir fantezidir. baya bildiğin işiyorum kakamı falan yapıyorum anasını satayım ne rahatsız ediyorsunuz! sürekli açık olan o pencereye bakmak zorunda kalıyorum kafamı çevirip çevirip.
bunun bir korku olduğunu hiç düşünmemiştim, aydınlandım sayenizde.
ben de kapatırdım normalde ama kedi olduğumdan bu yana dolaşma gibi bir tutkum oluştu.. yani tüm kapılar sonuna kadar açık değilse bile mutlaka aralık yoksa daralıyorum...
kediniz varsa oluşan korkudur. Bembeyaz kedinizin ay ışığı ile aydınlanmakta olan odanıza saat gece 3 dolaylarında aralık kapıdan girip ansızın yatağınıza zıplayıp mırrrt demesi... insanın içine dehşet saçıyor doğrusu.