acı en çok kalbe giden yolda hissedilir.hissi sıcaktır.bazı insanlar da bu acıdan zevk alırlar.çünkü aşkı bir kere tatmışlardır ve aşk la acı birebir örtüşen duygulardır...
ayrıca aşkı bulup kavuşamayan insanlar kendilerini acıyla avuturlar.acı çekerken ki hissettikleri duyguları aşkta da bir nebze olsun hissetmişlerdir.
dinginliklerden çok sarsıntılar,sevinçlerden çok acılar,esenliklerden çok bunalımlar yetiştiriyor bizi.dinginlik hantallaştırıyor,sevinç kısa sürüyor,esenlik tek başına hiç bi anlam taşımıyor.biz gene acılara,yorgunluklara,kavgalara kalıyoruz.dinginlik,sevinç,esenlik yalnızca süsü dünyanın.
acı aşktır.
acı bir tutkunluktur ve hatta bağımlılıktır. acıyla yanan dudaklar kızarır ve şişer. ıslak diller gezinir üzerlerinde ama nafile. acı ordadır, etkisi geçene kadar hükmünü sürecektir. kısa bir süreliğine de olsa dokunulmazdır.
acı zevktir.
kızarmış yanaklar dindirilmeyi bekler. acı hafiflerken zevk gelir, kasıklar zevkle inler. coşkun bir kendinden geçiştir onunla beraberken sevişmeler.
zıttının, ısrarla, tatlı değil, mentollü olduğunu savmunduğum tat. zira acı insanın sıcaklık hissini uyandırırken, mentollü de soğukluk hissini uyandırmakta.
Tek oğlunu kaybeden üzüntü içindeki çinli kadın bir din adamına gider ve hangi duaları etsem, hangi büyüleri, sihirleri yapsam oğlumu bana geri getirir? diye sorar.
Ona birkaç teselli sözü söyleyip, geri yollamak yerine; din adamı, bana asla acıyı tatmamış bir evden, bir hardal tohumu getir. Onu, senin yaşamından acıyı yok etmek için kullanacağız der.
Kadın hemen bu büyülü tohumu aramaya başlar. Çok güzel, kocaman bir evin önüne gelir ve kapıyı çalar. Asla acıyı yaşamamış bir ev arıyorum. Burası öyle bir yer mi? Bu benim için çok önemli diye sorar.
Onu içeriye alırlar ve sen yanlış yerdesin; diye söze başlarlar. Daha sonra son günlerde başlarından geçen tüm trajik olayları anlatmaya koyulurlar.
Kadın kendi kendine düşünür. Bunlar benden daha acılı, bunlara birinin yardımcı olması gerekir. Ve orada kalıp onlara yardımcı olmaya karar verir.
Daha sonra başka evler aramayı sürdürür, acısı olmayan. Ama nereye gitse herbirinden acı dolu binbir hikaye duyar. Ancak insanların acılarını azaltabilme işine öylesine kendini kaptırır ki neredeyse oğlunun acısını ve onu unutturacak olan hardal tohumunu aramayı unutur. Böylece yavaş yavaş acı onun yaşamından çıkar gider....
ben bir acı çekiyorum ve bunu sadece sarhoşken anlıyor insanlar, normal zamanlarım da hep gülüyorum sırf insanlar o korkunç gerçekle karşılaşmasın diye...