tokluk sınırını çoktan geçmiş ali babacan ve tayfasının etkileyici söylemi. açlık sınırı onlara göre nasıldır bilemem, herhalde durumları yetmediği için evlerinde her gün sadece ekmek zeytin yenen, makarna pişen aileleri görüp, bunlar açlık sınırında değil, bunlar tok diyorlar. bizim gözlerimiz bakmayı biliyor, onların gözleri ise sadece ama sadece görmeyi...
devlet istatistik kurumunun istatistiklerine değil de * asıl istatistiklere bakarsak, 4 kişilik bir aile için açlık sınırını 1.011 lira olduğu tespit edilmiştir. asgari ücretin net tutarı 701 küsur falan olduğuna göre açlık sınırı falan tanımayıp coşanlar vardır. yani yine halk suçludur, insan bir had falan bilir dimi. http://www.cnnturk.com/20...seldi/643298.0/index.html http://www.muhasebetr.com/asgari-ucret-2012/
sınır olarak nereyi aldığınla tabii doğru orantılı bir cümle.
mesela açlık sınırı olarak açlıktan ölmekten 5 dakika öncesi bir durumu alırsan, hani nabız 35´lere düşmüş, bilinç yitmek üzere, şeker seviyesi beynin yaşaması için gereken seviyenin 33,34 derece altına düşmüş...eğer bu seviyeyi "açlık seviyesi" olarak alırsan, belki de bakanımız haklıdır.
açlık sınırının ne olduğunu bilmeyenlerin yanılgısıdır.
hayatını kuru ekmek ve hurma ile geçiren ebuzer gibi güzel insanların medeniyetinden, dininden gelen insanların dünyaya hep ekonomik açıdan bakmaları hazin bir durumdur.
toplumun refahını maddi refaha göre ölçmeleri nasıl bir medeniyet anlayışına sahip olduklarını göstermektedir. memlekette; zinanın, hırsızlığın, alkolün, fesadın çoğaldığı, ailenin bozulduğu, boşanmaların arttığı, saygı, sevgi gibi duyguların ve ilişki biçimlerinin tahrif edildiği, ahlakın çöktüğü, adaletten zerre miskal iz kalmadığı, insanların hiç ölmeyecekmiş gibi, dalıp gidenlerle birlikte dalıp giderek yaşadıkları, insani ve islami değerlerin soyutlandığı bir toplumda bütün bunlar sanki hiç yaşanmıyormuş gibi sadece maddi sorunlara takılmak, parayı merkeze almak aslında bütün bunlardan önce insanlığın öldüğünü göstermektedir.