Olayın özü, kökü hatta planlaması tamamen pkk ya aittir. Bu bağlamda pkk gibi bir terör örgütünün kış aylarında azalan eylemlerinin yerine yeni bir metot geliştirerek hükümeti insanların hayatı üzerinden zor duruma düşürmeye çabalaması yapılan açlık grevlerini birer ''terör eylemi'' ne dönüştürmüştür. Nitekim bugün Mehmet Ali Şahin; 'Pkk, grevdeki mahkumları infaz edip ''açlık grevinden hayatını kaybetmiş'' gibi gösterebilir' açıklamasında bulunmuştur.
kamuoyu olayın önünü ve arkasını gayet iyi bildiğinden bu kişilerin neden açlık grevi yaptıklarından çok kim tarafından bu eyleme zorlandıkları ya da kandırıldıkları ile ilgilenmektedir. Eylemlerin dağda askere kurşun sıkan, şehirde kck ile ülkeyi bölmek isteyen çoğunlukla terör hükümlüsü ya da tutuklusu kişiler tarafından gerçekleştiridiği gerçeği çoğu vatandaşın merhamet duygularını köreltmektedir. Şüphesiz ki şuçu ne olursa olsun her hükümlüye doğru olanı anlatmak devletin görevi olmalıdır. Hükümetin de bu konuda oldukça sabırlı olduğunu düşünüyorum. Lütfen bu eylemlere son verin, eylemler son bulsun, kişinin hayatına son vermesi çözüm değil gibi çıkışları benim gördüğüm kadarı ile hükümet her gün gerçekleştiriyor.
Çoğu eylemcinin Öcalan a sözde tecrit uygulanmasından ötürü böyle insanlık dışı bir eylemde bulunması, bebek katili Öcalan a ev hapsi istenmesi, kürt sorunun çözümünde Öcalan ın muhatap kabul edilmesi ve Selahattin Demirtaş ın Öcalan ın heykelinin dikileceği gibi ateşe körükle giden bir uslup kullanması karşımızdaki kişilerin hiç de üzüm yemek istemediğini bize kanıtlar niteliktedir.
Gösterilecek reaksiyon konusunda hükümet asla geri vites yapmamalı olayın çıkış noktasını sosyolojik eksende değerlendirip süreci sabırla ve sahip olduğu kararlılıkla yönetmelidir.
