tek kelimeyle piç kurularının en önde gidenleridir. dilerim bir gün parası olmadığı için hastaneye yatırılmayan insanların çektiği sıkıntıları misliyle yaşarlar.
kişi ölme aşamasına geliyor, hastaneye gidiyor ilaç verilip geri gönderiliyor, neden? çünkü bazı kanı bozuk, karaktersiz piç kuruları; özel muayenesine gelen hastaları yatıracaktır o yüzden.
altıkları paralar fitil fitil götlerinden gelir umarım.
bir ortamda arz yok talep çoksa değer artar.doktorlarda Türkiye'de böyle.bu adamları vermekle doyurmak imkansızdır ki o zaman ellerinden biraz alıp "haline şükretmek" kavramını aşılayarak doyurmak esas olmalıdır kanımca.çünkü bu adamlar inanın ki kendini haşa Tanrı zannediyor.
öğretmenlere gelincede;bu kadar kolay olunan ve yapılması çok kolay olan,çalışma şartları gerçekten kebap olan, maaşlarıda (ülke ekonomisine endeksli olarak düşünüldüğünde)iyi olan,ömrünün sonuna kadar kayıtsız şartsız iş garantisi olan,senenin yarısını tatilde geçiren bi meslek grubu.eğri oturup doğru konusalım böyle bir bedavacılık var mı arkadaşlar?
emekçi ve aydın kesimlere düşmanlıkla nam salmış iktidarın onları sindirme politikalarının mağduru edilen ve yalakaların sürekli itibarsızlaştırma akınlarına maruz kalan beyaz yakalılar'dır. iktidarın yönetme tarzı, sürekli saldırmaktır. bu kesimlerle diyalog içinde mevcut sorunları çözme kültürü iktidara çok uzaktır. bunun ceremesini, alınan yanlış kararlar yüzünden halk çekmektedir. örneğin, şu anda ameliyat sırasında bekleyen hasta sayısı artmıştır. öğretmenlerin 3 ay tatil yapması sözkonusu değilken, yeni bakan, öğretmenlerin üç ay tatil yaptığını sanmaktadır. bakanlığı, hizmet için değil, milli eğitimi çağdaş değerlerden arındırmak için araç olarak kullanmaktadır. kendi liyakatsiz adamlarını kadrolara doldurmak marifet değildir. ideolojik tutum ve davranışlar ile sağlık ve eğitim sorunları asla çözülemez, daha da giriftleşir.
Lan gerizekalılar, o doktorlar deyip aşağıladıklarınız, sizin beş kuruş etmez hayatlarınızı kurtarmak için kıçlarını yırtıyorlar,
O öğretmen deyip aşağıladıklarınız da sizi adam sayıp okuma yazma öğretenler. Şu an onlara bunları yazabilin diye perişan oldular, sizin yaptığınıza bak. Nankör yaratıklar beyinsizler!
bu kezde faşizmin örneğine kurban olarak öğretmen ve doktorların seçilmesidir. bilgisizlik ve cehalet ise bu faşizmin doğmasında en büyük etmendir. her doktor ve her öğretmeni aynı kefeye koyup hepsine aynı gözle bakmaya faşizm dışında birşey diyemem. ne profesörler tanıyorum ki bu adamlar sabah namazından sonra mesai başlamasını beklemeden üniversitesine gidiyor hem öğrencisini eğitiyor hem hiçbir ek ücret veya özel muayenehane açmadan görevini layıkıyla yapıyor. gerektiğinde masrafları kendi karşılayarak veya tanıdıklarından karşılayarak ameliyat yapıyor. bu kişiler tatil veya mesai dinlemeden gece yarılarına kadar görevlerinin başındalar. kimi doktorlar var ki onlarda mesai başlarken elindeki yetkisine güvenip giriş kartını ve imzasını başkasına vererek hastaneye hiç uğramadan kendini görev başındaymış gibi gösteriyor. hastanedeki odasına özel muayenehanesinin adres telefonunu yazıp gelen hastaların oraya gelmesini sağlayarak haksız kazanç sağlıyor. ama oranladığınız zaman bunu yapan doktor sayısı % 10 u geçmez. geçmişte çoktu ama son yıllarda yetişen doktorlar geçmişteki doktorların bedelini ödemek istercesine özel muayenehaneye soğuk bakıyor. sanıyormusunuz ki doktorlar desteklemese özel muayenehaneler kapatılabilirdi? olayın içindeki doktorların büyük çoğunluğu vicdanlarına uymayan özel muayenehane işlerine karşılar ki hükümeti bu yönde destekliyorlar.
aynı şekilde öğretmenler içinde de birçok kendini eğitime adamış insanlar var. hasta iken bile görevini yapmaya çalışan öğrencinin eğitimine katkı sağlamaya çalışanlar var. bunun yanında hiç umursamayan öğretmenleri de gördük.
toplumun en saygın iki mesleğine saldırmakla yıllardır elitlere kin güden bir çoğunluğun sempatisi kazanmak istenebilir. ama kendini elit hissetmeyen ve öyle davranmayan doktor ve öğretmenlere birazcık saygı gerekir.
siyasilerin şu anda en savunmasız gibi görünen doktor ve öğretmenlere yaptıkları ak parti hükmetinin sonunu getirecek şeydir. ak parti ortaya çıktığından beri ak partiye oy verdiğim halde özellikle doktorlara yaptıkları ve yapacakları uygulamaları hoş karşılamıyorum. elitlere bende karşıyım ancak bunu bir kin alma olayına çevirmek yanlıştır. düzelecekse bir ülke tüm kurumlarına eşit şekilde düzelerek gitmelidir. gelecek seçimlerde de ak partiye oy vereceğim kesine yakın olmakla birlikte ak partinin ayağını denkalması gerekir. yoksa ak partiyi bitirecek kişiler doktorlar olacaktır. özel muayenehanelere doktorların vicdanlı kısmı karşıdır. zararlarına olacağı halde bu uygulamayı destekliyor. ancak öyle şeyler var ki ve yeni çıkartılacak öyle uygulamalar konuşuluyor ki bu ülkede doktorluk yapmayı imkansız hale getiriyor. bir örnek vermek gerekirse doktor kamu görevlisi olarak görevini yapıyor. yanlış bir uygulaması hayati neticeler doğurabilir. aynı şekilde bir hakim veya savcı da kamu görevi yürütmekte. yeni çıkarılan kanunla bir hakim veya savcı yanlış bir uygulamasında ceza alırsa (ki genelde yargılayanlar kendi meslektaşı olduğundan mesleki dayanışma olabilmekte) devlet onun aldığı tazminat cezasını öderken bir doktor yanlış bir uygulama yaptığında cezasını kendi ödemek zorunda kalıyor veya sigorta kurumlarına binlerce doktor başvurup mesleki sigorta için trilyonlar ödüyor. sigorta şirketlerine para kazandırmak için mi bu uygulama yapıldı tartışılır. ama ülkede eşitlik varsa hakim de doktorda yaptıklarının cezasını, sorumluluğunu aynı şekilde paylaşmak zorunda.
bu tür olaylar neticesi bir 10 sene sonra ne olur biliyor musnuz? doktorlar üzerlerine gelen hukuk sistemine karşı mesleki bir dayanışma içine girip adli tıp'ın belirleyici olduğu tazminat davalarında yolsuzluk üstüne yolsuzluk yapılır. birilerini köşeye sıkıştırırsanız onlar da kendilerini her türlü yola başvurup korumak zorunda kalır. yani bir doktor yanlışlıkla adam öldürür adli tıp'taki doktor, hatalı doktorun ödeyeceği tazminatı düşüerek uygulamanın yanlışlığını düşünerek vicdanına yanlış gelmesi dolayısıyla meslektaşını korumaya alır. veya 500 milyar tazminat ödemek yerine adli tıp doktoruna 100 milyar verir ceza almadan kurtulur. şimdilik doktorlar vicdanlarıyla bu olayların üstesinden gelmekte ama daha çok üzerine giderek çaresiz bırakılmamalı... bu ülkede doktoru koruyacak bir mekanizma yok. özellikle iyisini, kötüsünü aynı kefeye koyan bir anlayış var. çok vicdanlı doktorların kendilerine yapılanlar nticesi vicdansızlaştığını gördük. 28 şubat'ta dinin inançları yüzünden birçok doktor üniversitedeki görevlerinden atıldı. daha önce amatör bir ruhla hayat kurtarma derdinde olan doktorlar bu süreçten sonra yapılan haksızlığa bakarark. her şey boşmuş, kesemi doldurayım demeye başladı. siz üzerine gittikçe doktorlar daha iyi mi olacak sanıyorsunuz? ahlaksız doktor sayısı % 10lardaysa % 50lere çıkar. çünkü ne yapsa yaranamıyor.
eklemeden edemeyeceğim. bu tür faşizan düşünceleri gördükten sonra ben bir doktor olarak hastasına istemeden ama ihmali ile zarar veren bir doktoru görsem artık ihbar etmem. çok duyduğumuz olaylar var. bizzat görmediğim halde yanlış bulduğumu bir çok yerde söylemişken artık haklı olduklarını kabul ediyorum. birkaç örnek vermek gerekirse; hastanın solunum cihazını çıkardıktan sonra bırakıp yatmaya giden personelin hastasının ölümüne sebep olduğunu tüm bölüm biliyor ama kimse o personeli şikayet etmiyor. yoğun bakımda yatan bir hasta sabahleyin ölü olduğu farkediliyor. ölü olduğu halde canlandırma işlemi yapılarak sanki kurtarılmaya çalışılmış gibi gösteriliyor. doğum sırasında kafası kopan bir bebeğin kafasını plastik cerrahiden arkadaşlar çağırarak dikiyorlar ve ölü doğum olarak kayıtlara geçiyor. gerçi kafayı ters dikmişler olay açığa çıkmıştı. doktor neden böyle bir yolsuzluk yapma gereği duydu? zor bir doğumda böyle şeyler olabilir ve doktorun sorumluluğu yoktur. çünkü önce anne düşünülerek gerekirse bebek öldürülmelidir der literatür. ama bunu yapan doktora da cani diyenler çıkar. bunlara kızardım ama adamlar haklı... olan yine vatandaşa olacak. bir de işini yürütemeyen gariban doktor varsa onlara olacak. kanunlar vicdanlara uygun olmazsa o kanunları uygulamak zordur. bir kesime şirin görüneyim diye ezebileceğini ezmek demokratik değil.
insan diye yetiştirilip okuma yazma öğrenen sonra sözlükte o öğrendiği kelime haznesiyle birşeyler geveleyen kendinin ne iş yaptığı belli olmayıp bir günde kaç kişiyle muhattap olduğu belli olmayan insan kılığında ki ucube entry.
