Sofra kaldırılmadan yeme zorunluluğu hisseder. Acıkmaya çalışır zira yemese bu sefer de gece geç vakit acıkacaktır. Bu devirde kapsül yutmak yerine hâlâ yemek hazırlayıp yemek zorunda olmamız ayrı ilkellik.
Dünyadaki bunca yoksulluğun ve sefaletin ana kaynağı bunlardır. Karnı aç olmadığı halde gözünü doyurmak için bir seyler tikinan insan zavallı, kötülük timsali bir kişiliğe sahiptir. Dünya böyle varlıklardan arınmadıgi surece asla selamete eremeyecektir.
kendine zarar veren insandır ve tüm dünyada modern tıbbın üstadı olarak kabul edilen ibn-i sina'nın şu sözüyle seslendiği insandır: "acıkmadan önce yemek yemek kadar kötü bir şey görmedim tıpta. şifa, hazmetmektedir."
kendisine eziyet eden insandır. istenmeden yenen o yemekler midede rahat durmayacak ya kusulacak ya da gaz yaparak her yerinizi ağrıtacaktır. o yüzden imkanınız varsa iyice acıkmadan yemek yemeyin vücudunuza eziyet etmeyin.
Bir yere gitmesi gerekmediği halde otomobil kullanan insanla aynı familyadadır.
Esasen kullanmasına ihtiyaç yoktur fakat zevk duyduğu için arabayla gezmektedir. Nasılsa otomobil ile gezmenin keyfi; kalitesi, motor sesi, rengi ve karizmasıyla alakalıysa, tok iken de yemek yemenin keyfi yenilen yemek ile alakalıdır. Ne kadar tok olunursa olunsun, çeyrek ekmek kokoreç'e, bir dilim künefeye hayır denilmez.
Hiçbir şeyi dramatize etmeye gerek yok, sanki açken yemek yemeyen arkadaşlar Afrika'da kaç çocuğu doyurmayı başarmışlar. Neyse vesselam, bilakis benim sınav dönemlerinde aç olmasam da birşey yiyesim gelir. Hatta yurttaki arkadaşlarım da o ruh haline bürünür, ama hiçbirimiz şişko değiliz.