bir ülke içindeki muktedir olan halkın milliyetçiliğine karşı çıkıp ''faşizm'' damgası vururken, o devlet içindeki azınlığa demokrasi, sosyalizm, insan hakları gibi olguları kalkan olarak kullanarak, ''ezilmiş halklar'' gibi romantik ve yalan söylemlerle sempati besleme durumudur.
bunun son dönemlerdeki en aleni örneği ''basklar''dır. ezilenin yanında olma güdüsüyle hareket edilirken, muntazaman objektliflik sınırlarının aşıldığını görürüz ve asıl faşizmi o azınlıkların, acıtasyon yaparak uyguladığını görürüz. ters psikoloji gibi bir şey.
konunun türkiye ayağı da "kürt" faşizmi. çoğunlukla farkında bile olmadan yapılıyor bu. örneğin bir "heval" kelimesi sempatisi var ki dillere destan. "dost" dosttur yahu, heval deyince dost altın falan sıçmıyor.
faşizme karşı çıkan ve bunu yaparken de son derece haklı birilerinin çıkıp "kürdüz ölene kadar" demesi de ayrı bir komedi. hem ırka dayalı bir ideolojiye düşman olacaksın, hem de "ırk" vurgusu yaparak şarkı söyleyeceksin! oldu mu heval?
erdem olanı hep birlikte el ele verip, dış mihriklara karşı tek vücut olmaktır.
'ama halkların kendi kaderini tayin hakkı..." klişelerine başvurup "tabu deviren" olarak anılmaktaki ironiyi sokaktaki yüz kişiye sorduk, 99'u "tabu oyun değil miydi ya?" falan dedi
üniversitede cumhuriyet bayramında kaldığı yurt odasının camına türk bayrağı asan öğrenciye "o bayrağı asmak faşizmdir" diyerek baskı yapanların, dayakla tehdit edenlerin yaptığı faşizm. bizzat şahit olmuşluğum vardır. "halkların kardeşliği", "ezilenlerin hukuku" gibi lafta kavramlarla üniversitelerde bağıran çağıran ESP(Ezilenlerin Sosyalist Platformu), Öğrenci Kollektifleri gibi grupların kendileri gibi düşünmeyen öğrencilere hunharca ve gayet faşistçe direk taşla sopayla saldırmalarıdır azınlık faşizmi. haktan hukuktan demokrasiden bahsedip sonra da isminde türk geçen herşeye direk sopayla saldırmak, milli maç sonrası türk bayrağıyla kampüste kutlama yapanı dayakla tehdit etmek, karşı görüşteki birini asla dinlemeden direkt "faşistlere ölüm" diyerek saldırmaktır azınlık faşizmi. akın birdala kafa atan üniversiteli gence 10 yıl hapis isterken binlerce kişinin katili, eli kanlı bir orospu çocuğunun yeniden yargılanmasını ve özgürlüğünü istemektir ayrıca. daha sayalım mı? gerek var mı? hergün yaşayıp görmüyor musunuz zaten?
şimdi arkadaş bir ezen ulus milliyetciliği vardır birde ezilen ulus milliyetciği vardır.Bu iki dağlar kadar bir birinden farklıdır.
çünkü ezen ulus ezileni ezmek ister onu asimile etmek ister onu yok etmek ister.lenin'e göre ezilen ulus milliyetçiliği demokratik nitelikteyse ve emperyalizme darbe vuruyorsa devrimciler tarafından desteklenmli.
Bunu türkiye şartlarında anlattığımızda sistem kürt yoktur kürtçe yoktur diyordu kürtlerde haklı olarak ulan ben sapına kadar kürdüm diyordu.şimdi bu kürdün yaptığı milliyetcilik değildir.Senin yok dediğin senin yok etmek istediğin karşında duruyor karşı koyuyor demek istiyor." Zaten kürdüz ölene kadar" şarkı sözü bunu çok güzel anlatıyor.ulan öle kadar kadar kürt olacağız asileme olmayacağız diyor sanatcı amcam.kalkıp buna azınlık faşizmi demek ayıp olur be yavrucak.