Bugünkü meksika'da,antik çağlardan 16. yüzyıla kadar yaşamış olan halk.Ünlü ispanyol fatih Cortez ve adamları meksika kıyılarına ayak basınca hayatlarında hiç at görmemiş olan aztekler şaşkına uğramış ve yeni gelenleri yarı-tanrı zannetmişlerdir.Daha sonra ispanya'dan getirilen malzemelerle birlikte ülkenin çeşitli yerlerinde ispanyol kampları kurulmuş ve halk hristiyan olmaları için zorlanmıştır.Cortez ve adamları,aztek kralı montezuma ve halkının başkent meydanında toplanmalarını istemiş ve bir papaz,montezuma'ya incil uzatıp buna inanması gerektiğini söylemiştir.Montezuma incile tiksintiyle bakıp yere atınca,mevzilerinde gizlenmiş olan toplar ateşlenmiş ve büyük bir katliam yapılmıştır.Aztekler sayıca çok fazla olmasına rağmen top sesinden korkan orduları dağıtılmıştır.Daha sonra kral montezuma esir alınıp işkence görmüş,bir oda dolusu altın karşılığında serbest bırakılacağı söylenmiştir.Ülkenin her yerinden zorlukla kral için yeterli altın toplanmasına rağmen montezuma öldürülmüş ve meksikanın kalanı ispanyollar tarafından işgal edilmiştir.
kökenleri tam olarak bilinmememktedir. ancak bazı gelenekleri nedeniyle,kuzey meksika platosunda avcılık ve toplayıcılık yapan bir kızılderili kabilesi oldukları tahmin edilen azteklerin anayurdu aztlan dır. ilk zamanlar, öncülleri olan toltek imparatorluğunun egemenliği altında yaşamışlardır(950-1200) 1200 yılında güneye göç etmeye başladılar. göç ettikleri yerlerde barabar olarak görülürler ve yerli halk tarafından kovulurlar. bugünkü new mexico nun bulunduğu tetzcoco gölü civarına yerleşirler.tetzcoco yerlileri onları bir tehlike olarak görmemişlerdir ve yerleşmelerine izin vermişlerdir. fakat diğer komşuları olan tepanekler onlara düşmanca davranıp saldırmışlardır. bu saldırılar sonucunda aztekler tetzcoco gölünün bataklıklarına sığınırlar. tepanekler yılanlar ve timsahlarla dolu olan bu bölgede azteklerin fazla yaşayabileceğini düşünmediklerinden onların buraya yerleşmesine izin verirler. ancak aztekler bu ölümcül bölgede hayatta kalmayı başarır ve sonraları da göldeki adalara yerleşir. bu adaların en büüyüğünde 1325 yılında tenochtitlan kentini kurarlar. etrafındaki kabile ve krallıklara karşı izledikleri akılcı politikalarla ayakta kalır ve güçlenirler. topraklarını genişletirler.önceki uygarlıklar olan maya , olmek, toltek uygarlıklarının bıraktığı dinsel ve bilimsel mirası özümseyerek büyük bir uygarlık kurarlar. din aztek uygarlığına egemendir.dini lider aynı zamanda devletin de başıdır. aztek imparatorunun tanrı ile konuşabildiğine inanılırdı. dinin en temel özelliği ise kurban törenleridir. aztekler evrenin her an yok olma tehlikesi ile
karşı karşıya olduğunu ve tanrıların da bunu önlemek için kendilerini feda ettiğine inanırdı. bu yüzden tanrıları kızdırmamak için kanlarını akıtıp çanaklara doldurup dua eder ve güneş tanrıları tonatiuh a sunarlardı. dinsel törenlerin doruk noktası ise insan kurban etmekti.
aztekler en yüce tanrıları olan quetzalcouatl ın bir gün doğudan döneceğine inanmıştı. doğudan gemileri ile gelen ispanyol istilacıların başı olan hernando cortes i bu yüzden tanrıları quetzolcouatl sanmışlardır. bu ilk aldanış ispanyolların kıtada tutunmasına ve bir kaç yıl içinde az sayıda askerle aztekleri yıkmalarına yol açmıştır.
aztekler maya takvmini örnek almış kendi değişiklikleri ile kullanmışlardır. takvimde günler, aylar, yıllar vardır ama haftalar yoktur. bir ay 20 gün yıl ise 18 aydır. ve her yılın sonunda ölü veya uğursuz dedikleri 5 gün vardır. toplamı 365 eder. 1400 lü yıllarda azteklerin bu takvimi kullandıkları dönemde avrupa da dünyanın göğün merkezi olduğu inancı vardı. avrupalılara göre dünya düz ve sabitti diğer gezegenler ve güneş dünya etrafında dönüyordu. aztekler ise maya astronomosini temel alarak dünyanın güneş sisteminin bir parçası olduğunu ve diğer gezegenlerle beraber güneş etrafında döndüğünü anlamışlardı. aztek takviminde her gün ayrı bir anlama sahipti. çünkü her günün tanrısı ve özelliği farklıydı farklıydı.
bir işi yapmak için hangi günün en uygun oldugunu araştırırlardı. belli bir gündeki gücü kazanmak için o güne uygun davranırlardı. örneğin geyik gününde geyik eti yiyerek geyik gibi hızlı ve atik olacaklarına inanırlardı.
aztek mimarisi oldukça gelişmişti. tenochtitlana giren ispanyollar gördüğü barajlar, inip kalkan köprüler ve şehrin mimarisi karşısında etkilenmişti. bir batılı sokakların çok temiz olduğunu şöyle aktarmaktadır; " bu sokaklarda yürüyen biri, ayaklarını ancak elleri kadar kirletebilir". şehirde ayrıca hastaneler, parklar hamamlar, sıcak ve soğuk su dağıtım şebekeleri, çeşmeler mevcuttu. mükemmel işleyen bir posta ve polis teşkilatı vardı. azteklerin ahlak anlayışı ispanyolları çok şaşırtmıştır. şöyle ki şehirde kimse evinin kapısını kilitlemiyor, dışarı çıkınca da evde olmadığını belirtmek için kapısının yanına bir değenek koyuyordu.
azteklerin cildi ve sağlıklı oluşu da ispanyolların dikkatini çekmişti. avrupada 30 yaşına gelip de çiçek hastalığından cildi ve yüzü bozulmayan erkek yok gibiydi. fakat aztekler hastalık, özellikle çiçek hastalığı nedir bilmiyordu. ciltleri de çok sağlıklı ve pürüzsüzdü. cortes in ordularının işini en kolaylaştıran da azteklerin bu avrupa mikroplarına karşı bağışıkılık sisteminin savunmasız oluşuydu. bu hastalıklara yakalanan aztekler o kadar çok sayıda öldüler ki (özellikle çiçekten) cortes hemen hemen savaşmadan tenochtitlan ı aldı.
tezcatlipoca : büyükayı takım yıldızı ve karanlık gökyüzü
tanrısı.
tlazoltéotl : saflıktan uzak, günahkar davranışları temsil eden tanrıça.
xipe totec: meksika’da yağmur mevsiminin başlangıcı olan ilkbaharın ve yeni yeşeren bitkilerin tanrısı.
mictlantecuhtli : ölüler tanrısı.
coatlicue : yeryüzü tanrıçası.
ayinlerinde yaptıkları bir dua örneği;
ölmek için güzel bir gün
onaltı gündür at sırtında general
atlar susamış ve yorgun
hain şefin!! izini sürmekte
onun gelişini takdir etti!
askerler tepelerin gerisinde saklanmıştı
kampın etrafı sarılmıştı
bir atlı surdu atini reise doğru
onlar koyu almak ve yağma etmek icin gelmişlerdi
"kollarınızı aşağı indirin"
"mızraklarınızı aşağı indirin"
reisin gözlerinde hüzün vardı
fakat gözlerinde korku görünmüyordu
"ölmek için güzel bir gün"
gözlerinizi kurulayın çocuklarım ağlamayın
"ölmek için güzel bir gün"
o konuşmuştu beyaz adam gelmeden çok önce,
onların silahları ve wiskisi hakkında
halkını uyarmıştı
onlar tarihlerini yazmadan önce
general inanmadı onun sözlerine
ne de yüzüne.
fakat o biliyordu daha çok insan öleceğini
sonrada bu kara lekenin yaşanacağını
bu kanun nasıl yıkılır
ne yanlış yaptım ben?
ki beni gömmek öldürmek istiyorsun
bu kan izleri üzerinde
biz topraklarımız, toraklarımız bizim için endişeli
ve bu yol daima olmalı
asla daha fazlasını sorma asla
ve şimdi şöyle bana son sözünü
silahlarımı aşağıya indirdim
başımı eğdim
simdi istersen beni atabilirsin bu yerden
gidecek bir yeri olmadan
ve insanlarına dönüp yaşlı gözlerini kurulamalarını söyledi
bizler huzurlu ve rahatız
ve sesi gökyüzünde yankılandı
azteklilerin hernan cortes'e karşı koymama nedenleri enteresandır. bir aztek inanışına göre sakallı bir tanrı gelecek ve aztek toplumunu yönetecektir. hernan cortes'in ilk başlarda bu kadar rahat hareket edebilmesine işte tam da bu inanış sebep olmuştur.
Aztekler bir zamanlar çevresindeki Maya uygarlığına mensup insanları zorla savaşarak esir alan onları dini inançları gereği kalblerini sökerek öldüren millet.Tabi ki Allah da yanlarına bırakmamış Hernan Cortes tarafından katledilen kızgın yağlara atılan millet.Ayrıca Eden bulur atasözünü insana hatırlatan kavim.Son imparator Moctezuma da halkı tafından öldürülmüştürAztek altınları ispanya tarafından yağmalanmış ve Avrupa ya giden bu altınlar yüzünden altının fiyatı düşmüştür. Bu durum Osmanlı devletinde ekonomiyi zayıflatmıştır.
bildiğimiz çemberin doksan derece yukarı çevrilmiş hali varmış duvarlarında. daha sonra çemberin içinden topu geçirmeye çalışırlarmış söylenene göre. aha çemberde şu. http://bit.ly/HaNcOr
sadece günlük bir ritüel için, 20 bin dolayında insanı kurban ettikleri rivayet olunmaktadır. bunlara neden: güneş'in yükselmesi için, tanrıların hergün insan eti taleb ettiğine inanmalarıdır. ispanyol kayıtlarındaki aztekler ile; aztek kayıtlarındaki aztekler arasında farklar vardır. aztekler, ispanyol kayıtlarında daha barbar tasvir edilmektedir. bu da: ispanyolların, istilacı referansı olarak saldırılarını meşrulaştırdıkları sonucuna vardırıyor.
ayrıca; kurban etme ritüellerinde izlenen yöntem de, oldukça eksantirikmiş:
sunak taşı ismi verilen bir taşa kurban 6 rahip tarafından yatırılırmış. canlı haldeki müstakbel kurbandan ustaca sökülen kalp, doğaya sunulur; kalpsiz kalan kurbanın bedeninin derisi yüzülürdü. zira deri; yeni mahsulün sembolü olarak görülürdü.
kendilerini tanrılarına sürekli olarak kurban adamakla mottolayan kavim, bu yolda; bilindik savaş gayesinin de, dışında; hareket ederdi.
savaşlarda düşmanlarını diri ele geçirmek istiyorlardı. bu yönde özel emirler vardı. çünkü ne kadar esir, o kadar rütbe idi. bu sebepten sıradan insan bir aristokrat olabiliyodu. tüm bu nedenlerden ötürü de, sürekli savaşıyorlardı.
bire bardağı şeklindeki bir kaba, içildiğinde kişiyi sakinleştirip, kendinen geçirtecek etkide içecek sunup, bilinçlerini değiştirir, binlerce esiri tören öncesi hakimiyet altında tutarlardı.
mayaların popüleritesi altında ezilmişlerdir son zamanlarda.
-olm herkes herifleri konuşuyor lan, biz de bir şey bulalım.
+tamam şey yapalım. ne diyelim yaa.. 2032 senesinde şey olucak diyelim. böyle süper volkan patlıcak. fohhhhşhşşşş diye, herkesi öldürecek.
-ya kıyamet yapmayalım. daha yeni yapıldı, orjinal olalım, ters teper.
+uzaylı muabbetine girsek mi?
-öfff ya herifler akıllı hacı, fena koydular çocuğu. t-shirt satıyolarmış lan. meme'leri yapılıyo nette.
+kanka dur ben bi inkaları arıyorum bişey ayarlarız.
-arılar kayboluyodu bi ara, onu mu yapsak.
eski bir inanis bu isim onlara ispanyollarin "azgin tekeler" yakistirmasiyla gecmistir der. bu isim zamanla yerini kullanimi daha kolay olan azteklere birakmistir.
bu inanisa karsi cikan kesim ise ispanyollarin yaptigi katliami mesrulastirmak adina bu yola basvurdugunu savunur.
Orta Amerikanın yerli halkı. Uzun süre (iS 2-12. yüzyıl Aztlanda yerleşip kaldıktan sonra güneye, Tula bölgesine doğru inmiş, burada Toltek Uygarlığını benimsememişlerdir. Aztekler 1325 Tenoktitlan (Meksiko) kentini kurdular. Site devletler biçiminde örgütlenerek, 14280'de Tekskoko ve Tlakopan sitelerinin işbirliğiyle çerçek bir imparatorluk kurdular. Aztek imparatorluğu yavaş yavaş Meksikayı kapladı. Kabile demokrasisinden doğan, bu son derere zengin ve örgütlü devlet sonraları, dinin egemen olduğu aristokratı bir monarşi durumuna geldi. On bir Aztek hükümdarından Montezuma (1503-1520) ve Kuautemok (1520-1525), bu ülkeyi ele geçirmeye çalışan ispanyollar tarafından öldürüldüler ve böylece Aztek imparatorluğu son buldu.
bugün bir yerde denk geldiğim ve "höh" dediğim ırk.
ulan adamlar dünyanın en büyük katliamını meydana getirmişler ya. 20bin esirin kalbini taş bıçaklarla çıkarıp, bedenlerini tapınak merdivenlerine atmışlar. bu da 4 gün 4 gece sürmüş.
manyak mı ulan bunlar? birde 1400lü yıllara kadar yaşamışlar. osmanlı burada yükselirken bir tarafta bu ırklar varmış. oha diyor insan. höh diyor. napıyorsunuz lan siz diyor.
bilinenin aksine nüfuslarının önemli ölçüde azalmasının asıl nedeni ispanyol sömürgecilerin katliamları değil, eski dünyadan gelen bu kişilerin beraberlerinde getirdikleri çiçek hastalığı virüsüymüş.
kendilerini "mexica" olarak tanımlayan halk.
onlara "aztek" isminin verilmesi, meksika ile karıştırılmaması içindir.
benzer bir duruma sümerlerde rastlıyoruz.
sümerler de kendilerine "kenger" ya da "kingir" derlerdi. "sümer" ismi batılılar tarafından uydurulan bir isimdir.
kendilerini "mexico" olarak tanımlayan halk.
onlara "aztek" isminin verilmesi, ispanyolların bok yemesidir.
benzer bir duruma sümerlerde rastlıyoruz.
sümerler de kendilerine "kenger" ya da "kingir" derlerdi. "sümer" ismi batılılar tarafından uydurulan bir isimdir.
dünyanın en büyük soykırımlarından birine maruz kalmış halk. mexicali halkıdır.
bu soykırıma maruz kalmalarının en önemli sebebi körü körüne yaşadıkları tanrı inancı ve dindir şüphesiz.
ispanyolları "tanrıdan gelenler" olarak değil de "düşman işgalciler" olarak algılayabilselerdi, şüphesiz şimdi öz yurtlarında garip, öz vatanlarında parya olmayacaklardı.
peki vahşi avrupa neden böyle bir soykırım yaptı?
bunu hepimiz biliyoruz.
altın için, zenginlik için.
eee? onların dini imanı yok muydu?
ne de olsa katolik inancında da bir tanrı/allah korkusu var ve bunların dini de katliamı, adam öldürmeyi yasaklıyor değil mi?
yasaklıyor tabi.
ama bu yasak kiliseye ve papalığa ne kadar altın bağışladığınıza bağlı.
işte soykırımcılar da dindeki bu açığı iyi değerlendirmiş.
kıta avrupa'ya getirdikleri gemiler dolusu altının çok küçük bir kısmını din işlerine ayırmış ve işi kılıfına uydurmuşlar.
sevilla katedralindeki bu altın duvar bugün hala kiliseye dua etmeye, ibadet etmeye gelenlere bakıyor.
o duvara bakan dini bütün insanlar(!) ne yazık ki bu kanlı duvardan hiç utanmıyor.
not: sadece ispanya'da kiliseleri ve katedralleri bu şekilde süslemek için katledilen aztek ve mayalardan çalınan 45.000 ton altın ve gümüş kullanılmıştır.