azra

entry19 galeri1
    1.
  1. bakire,el değmemiş anlamına gelen kız ismi.
    0 ...
  2. 2.
  3. delinmemiş inci anlamına gelir.
    0 ...
  4. 3.
  5. 4.
  6. 5.
  7. türk asıllı almanya'lı rapçi.
    eko-fresh'le yaptığı ortak projelerden hatırlanmaktadır kendisi.
    0 ...
  8. 6.
  9. azrail'i çağrıştıran kız ismi.
    1 ...
  10. 7.
  11. altını ben çizdim eylülün, sonbaharlar arasında.. (a.b.ç.)
    hiç deniz görmemiş bir nehrin saflığı
    sözlüklere geçirirken yeni bir kelime niyetine bakışlarını,
    ah tabii ki gecenin elementini bulan bir soytarıydım
    asit gibi yaklaşırdım sevgilinin bazına
    dağ tavşana sokulurdu, yılan suya
    kendi söküğünü dikemeyen terzi
    iğneyi makaraya nasıl saplarsa sinirle, örneğin
    aynı maceraya düşmüş süperman’le örümcek adam
    aynı aşka düşmüş iki senarist:
    biri filmlerin son diyaloglarında, biri ilk diyaloglarında zorlanan!

    altını ben çizdim sabırsızlığın, kemirilirken etimin (a.b.ç.)
    en müstesna köşelerinde lise üçten terk, evki küçük kızlar!
    pijamalı, göbekli babalar: rakının yanında mutlaka şalgam suyu içen.
    ruh hastası anneler: bütün gün ya mutfakta, ya camda, ya komşuda..
    bütün gün açık televizyon, bütün gün uyuyan hamamböcekleri,
    bütün gün sokağı bir baştan bir başa dolaşan aylak ihtiraslar!
    bütün gün'lerin hayata düşen tasası!
    tezgâhtaki ölü balıkla satıcısı arasındaki o ince keskin bıçak yarası
    bir memesinde dağ, bir memesinde sarnıçlar taşıyan yeryüzü!
    yeryüzü: köklü halkların tabiat süsü!
    rölfeyler, heykeller: deniz kenarlarında şehirlerin..
    kuleler, köprüler: insan içine çıkamayan!
    ölüm, korkunun aşka düşen görüntüsü!
    uzaya doğru çekilen harfler
    kitaplardan, aşk mektuplarından, yarı açık ceza evi ağızlardan!
    bir çam ormanının kozalaklarla kurduğu telefon bağlantısı
    karısını öldüren adam, abisini ihbar eden kızkardeş
    kadehin dibine korkuyla yapışan salyangozlar
    ringte iki boksör: biri geçmişim, biri geleceğim
    ben ortada mutsuz bir hakem..

    "önce saçlarını gördüm, saçlarını taradım
    saçlarından sonrasını hatırlamıyorum!"
    serserilik lisansı olan bir kadından konu açıyorum
    avukatı gelene kadar aşk hakkında konuşmayacağını söyleyen!
    rahat sevişebilmek için göğüslerini kestirmiş bir kadından
    rakı içen, tesbih çeken, kaşmiş üstünde sevişen,
    dudaklarını ruj yerine vişneyle boyayan
    love story'leri sevmeyen bir kadından!
    sarı bir plymouth'u var haftabaşların postahane önüne çektiği
    torpido gözünde tevfik bey’in kırık neyi..
    bagajda delik deşik turuncu iç çamaşırları
    en adisinden bir şişe tütün kolonyası,
    yol haritaları ve
    eski bir sevgiliden kalma yükseklik korkusu!

    hava muhalefeti nedeniyle alkolik olan bir kadından konu açıyorum
    babası komünist: yirmi yıl yatmış
    yirmi yıl yattıysa elli yıl, yüz yıl, yüzyıllar uyanmış işin doğrusu
    ufak bir dükkânı varmış sirkeci'de
    hani şu saat kayışı, çakmak, iskambil kâğıdı satanlarından,
    yürek kadar dar, yürek kadar geniş bir dükkân!
    baba ise
    polislerin şüphelenecekleri kadar güzel gülümseyen bir adam..
    o zamanlar henüz yirmi beşinde
    annesi lise üç'ten terk, evli küçük kızlardan!
    türkan şoray'ın mor eşarbıyla evli, ayhan işık'ın çapkın bakışlarıyla..
    evde akşam yemeğinde selma güneri’yle, dışarda bakkalda
    orhan günşiray'la evli bir küçük kız! içten içe alevi!
    camdan, neşeden, buhardan!
    lise üç'ten terk demiş miydim, evet, demiştim
    lise üç'e kadar karneleri hep dayı dayağından!
    karşılaşmışlar bir şekilde, kızın yüzünü çil basmış buram buram
    oğlanın soluğu sakız
    işte, aileler girmiş araya, gelmelerdi gitmelerdi derken
    şiddetli bir eylül öğleden sonrası beyoğlu evlendirme dairesi-
    ne teğet geçen bir nikâhla
    her yerlerinden yapışmışlar!
    ikisi de utanmışlar badem şekeri dağıtamadıkları için
    davetiyeler oyal marka zarflarda, en ucuzundan!

    kadın, annesinin rahmine
    gerdek gecesi düşmüş büyük bir gürültüyle
    sanırım altıncısında!
    aksilik bu ya, doğumu sırasında baba içerde
    rus malı tabaka bulmuş dükkânda polis
    anne can vermiş ameliyathane masasında!

    azra koymuşlar bebeğin adını!
    gözleri mavinin soğuğu, saçları siyah, teni beyaz!
    okyanuslar, bakışlarının kötü birer taklidi
    fırtınalar saçlarına hayran
    teni cami avluları gibi huzur verici, sessiz ve hüzünlü biraz!
    bambaşka masallarla büyümüş azra
    darbeler yapılan memleket hikâyeleriyle, idamlarla, kahpelerle
    filtresiz bafra götürürmüş görüş günlerinde babasına
    sigara paketlerinin içine sakladığı nâzım mısraları
    elbette güç olmuş, umut olmuş belli bir zaman adama!
    gel gelelim, baba da sizlere ömür yine bir eylül akşamında!
    yağmurun altında kalıp da ölen babalar kadar
    acı bir şey yoktur bu dünyada!

    satıp sirkeci'deki dükkânı
    sarı bir plymouth almış azra on dokuzunda!
    jilet gibi bir araba! sarı kısrakkk gibi bir araba!
    bir devrim sabahı kadar hızlı bir araba!

    istanbul bu! sustalının açılırken çıkarttığı ses kadar
    faydası yoktu korkuya, yalnızlığa!
    yollar çeker insanı
    uzaklaştıkça ölümden, ölü şehirlerden
    yaklaştıkça küçük hayatların kıyısına
    ah azra! yine bir eylül akşamı girmiş
    papatya tarlalarının arasından bu yeni kuş yuvasına!

    haftabaşları postane önüne çekerdi arabasını azra
    castro'ya yazdığı mektupları atardı
    ilk aşkına yazdığı mektupları atardı kapının önünde yere!
    ben onun saçlarını görürdüm, saçlarını tarardım gözlerimle
    saçlarından sonrasını hiç hatırlamadım bir daha ömrümde!

    azra'nın başından geçenleri
    kaldığım pansiyonun sahibi anlattı,
    uzaktan bir piyano sesi duydum sanki
    chopin çalıyordu biri bu garip anadolu kasabasında;
    gazeteciydim meraklıydım
    lacivert bir devedikeniydim belalı basında.

    ayağa kalkıp sonbaharı, eylülü kokladım
    azra, dedim, azra olsun benim de doğacak kızımın adını

    altını çizdikçe bunların
    üstü açık kaldı acının:

    acıya da bir kafiye uyduracaktım
    gece bitti
    aşk bitti
    kin bitti

    azra'ya söylenecek söz
    kendi kadrime kıymet bulamadım!

    kucuk iskender - gozya$larim nal sesleri'nden..
    mayıs – haziran 1999
    5 ...
  12. 8.
  13. El değmemişlik, bekaret, masumiyet anlamı taşıyan kız ismidir. Az bulunurluğu da simgeler. Kökeni Arapça'dır; klasik, duru ve saf bir güzellik taşır bu isimdeki bebeler, genç kız ve kadınlar. Etraflarına ışıltı verirler.
    3 ...
  14. 9.
  15. izmirli seri katilin üçüncü kurbanı olan transseksüel kadın.
    gerçek adı mustafa has idi.
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/1858/+

    diğer iki kurbandan çok söz edilmesine karşın, kendisinden -nedense- hiç söz edilmemiştir.
    ta ki yılmaz özdil'e dek:
    .
    --alıntı--
    esra...
    seri katilin ilk kurbanı.
    25 yaşında, bankacıydı.
    baba ocağı adıyaman’da,
    ailesi, komşuları, mesai arkadaşları tarafından toprağa verildi.
    *
    ayşe selen...
    seri katilin ikinci kurbanı.
    22 yaşında, öğrenciydi.
    baba ocağı kütahya’da, ailesi, komşuları tarafından toprağa verildi. mimarlık okuduğu izmir ekonomi üniversitesi’nde binlerce arkadaşının katıldığı törenle uğurlandı.
    *
    azra...
    seri katilin üçüncü kurbanı.
    30 yaşında, trans kadındı.
    *
    onu kimse yazmadı.
    *
    çok ahlaklıyızdır çünkü...
    *
    oğlan çocuklarına tecavüz etmeyi, kız bebeleri koynumuza almayı, ırzına geçerken öldürmeyi, "kendi aramızda hallettik" diyerek üstünü örtmeyi, "bu tür rezaletler haber yapılmasın" diye basın yasağı getirmeyi iyi biliriz... transeksüelleri konuşmayı ayıp sayarız!
    *
    izmirliydi azra.
    *
    ısrarla "azra" diye yazıyorum, çünkü, bugün duruşması vardı... azra olarak yaşadığı hayatını tescillemek, kimliğini değiştirmek için hâkim karşısına çıkacaktı. kimseye zararı olmayan, ayrımcılığa karşı mücadele etmek için kurulan "siyah pembe üçgen derneği"nin ilk üyesiydi.
    *
    siyah pembe üçgen derneği ve feminist-iz derneği’nin alsancak’taki sessiz oturma eylemiyle uğurlandı. kadınıyla erkeğiyle eşcinseliyle, benim güzel izmirlilerim katıldı. sonra? ege üniversitesi morgundan dayısı aldı azra’yı... çünkü, hepimiz gibi, insan evladıydı azra, ailesi vardı. cenaze namazı, ikindiden sonra, buca çamlık camii’nde kılındı. dayısı, ablası, arkadaşları oradaydı... buca kaynaklar mezarlığı’na defnedildi.
    *
    allah rahmet eylesin azra.
    hakkını helal et.
    izmir sana borçlu.
    *
    niye derseniz?
    azra sayesinde yakalandı o katil... onu öldürdükten sonra, onun çantasıyla kaçarken kameraya enselendi, onun telefonunu satarken iz bıraktı...
    azra olmasaydı, katil buhardı.
    *
    bitirmeden...
    *
    sadece azra’nın kimlik değiştirme duruşması yoktu bugün izmir’de...
    bir duruşma daha var.
    *
    azra’nın üyesi olduğu siyah pembe üçgen derneği’nin kapatılma duruşması!
    *
    çünkü, rezaletler yazılmasın diye zırt pırt basın yasağı getiren sayın devletimiz, ayrımcılığa karşı mücadele eden siyah pembe üçgen derneği’ni kapatmaya çalışıyor.
    *
    mahkemeyi etkilemek suçsa, razıyım; gerekirse travestilerle aynı koğuşta yatarım... lütfen, kapatmayın bu derneği... kimse sahip çıkmıyor, bari birbirlerine sahip çıksınlar. alt tarafı "eşit birey" olabilmek için seslerini duyurmaya çalışıyorlar. kapatmayın. lütfen.
    --alıntı--
    .
    hürriyet / yılmaz özdil
    04/30/2010
    2 ...
  16. 9.
  17. izmirli seri katilin üçüncü kurbanı olan transseksüel kadın. diğer iki kurbanın anılarını yaşatmak amacıyla isimleri sokaklara verilirken, bu kurbanın ismi hiç bir sokağa verilmemiştir.

    haberi yorumsuz paylaşıyorum:
    --alıntı--
    seri katilin iki kadın kurbanının adı sokaklara verildi, travesti unutuldu.

    izmir’de belediye seri cinayete kurban giden bankacı esra yaşar ile üniversite öğrencisi ayşe selen ayla’nın adlarını ilçedeki iki sokağa verdi. üçüncü kurban travesti azra ise unutuldu

    izmir balçova belediyesi geçtiğimiz nisanda seri katil hamdi ayrı tarafından birer gün ara ile öldürülen banka memuru esra yaşar (27) ve izmir ekonomi üniversitesi öğrencisi ayşe selen ayla'nın (22) isimlerini ilçedeki iki sokağa verdi. seri katilin son olarak konak ilçesi'nde öldürdüğü "azra" takma adlı travesti mustafa has'ın (30) ismi ise hiçbir sokağa verilmedi.

    mayıs'ta görüştü

    öldürülen iki genç kızın isimlerini yaşatma kararı alan balçova belediye meclisi konuyu mayıs ayında görüşmüş ve iki genç kızın iki ayrı sokağa isimlerinin verilmesi komisyonlara sevk edilmişti. yapılan balçova belediye meclisi haziran ayı olağan toplantısında komisyon raporu meclisin chp'li ve akp'li üyeleri tarafından kabul edildi. teleferik mahallesi'ndeki k. fazıl sokak'a esra yaşar'ın, k. mehmet sokak'a ise ayşe selen ayla'nın isimlerinin verilmesi kararlaştırıldı.

    başkan: ilçede oturmuyor

    konuyla ilgili konuşan balçova belediye başkanı mehmet ali çalkaya ise şunları söyledi: "üç vatandaşımızın ikisi balçova'da oturan ve ikamet eden vatandaşlarımız. meclisimiz oy birliği ile iki vatandaşımızın isminin sokaklara verilmesini uygun gördü. konak'ta katledilen mustafa has isimli vatandaşımızın isminin verilmemesinin tek nedeni ilçemizde ikamet etmemesidir. biz insanları tercihlerine göre sınıflandırmayız."
    --alıntı--
    0 ...
  18. 10.
  19. uluslararası bir isimdir.
    zira into the blue the reef filmindeki kadının adı da azra idi.
    0 ...
  20. 11.
  21. 12.
  22. "ayak basılmamış kum gibi, bakire, el değmemiş" anlamına gelen güzel bir kız ismi.
    0 ...
  23. 13.
  24. kelime anlamı; "üzerine basılmamış çöl kumu, delinmemiş inci" olan popüler kız ismi.
    1 ...
  25. 14.
  26. Bir rivayete göre taze fidan anlamına gelen isim.
    0 ...
  27. 15.
  28. Afganistan'ın paktiya vilayetine bağlı ilçe.
    0 ...
  29. 16.
  30. 17.
  31. 18.
© 2025 uludağ sözlük