"ben şampiyonlukların sahada kazanılmadığını öğrendim" demeciyle türk futbolunun haluk ulusoy ve eyyamcıları tarafından getirildiği noktayı gayet iyi özetlemiş ve bu sözleri son 2 senenin türkiye kupası maçlarında kanıtlanmıştır. adnan polat'da "kimse sevinmesin biz şampiyon olacağız" diyor neden kimse çıkıp "yaw bunlar şike yapıyor" demiyor? aziz yıldırım ve klüp yöneticileri "herkes için eşit kararlar, adalet" diye bağırırken neden bu "bizi kayırın" olarak anlaşılıyor bilmiyorum. ortak pankartla çıkmak türk futbolunu temizlemiyor efendiler ortak pankartla çıkanların maç sattığını da gördük biz. cordoba'nın penaltıda hakan şükür'e köşe göstermesini, sergen'in takım 1-0 yenikken "nedense" kaleye doğru değil de kaleye paralel koşmasını unutmadık.
cüneyt çakır meselesine gelelim. kimileri diyor ki 4-0 lık maçtan sonra "ne güzel yönetti dememiş miydiniz?" isteyenlere o maçın full videosunu cd olarak yollarım. beleş hemde kargo benden. o maçta tarihi bir yenilgiyi kim engelledi sanıyorsunuz? o maçtaki gözlemci notuyla kendisi sezonun en yüksek notunu aldı. insanların tepki gösterdiği nokta kuralları uygulaması değil; kuralları yalnızca bir takım için uygulaması. buradan da anlaşılacağı üzre kimse kayırılma istemiyor. adalet istiyor insanlar. bu yüzden bu derece tepki gördü. ayrıca gözlemci de kendisinin "süper" yönetmediğini düşünmüş olacak ki 7.1 gibi bir not verdi. 7.1 fifa kokartlı hakemler için ortalamanın altı bir not bunu da hatırlatalım.
kara para aklamasıdır şudur budur fenerbahçe kulübü'nü ilgilendirmez. varsa kanıtın verirsin savcılığa suç duyurusu o zaman ak g.t kara g.t belli olur. kahve de duyduğu lafları gelip sözlükte söylemek sözlük formatı içindeki boşluğun eseri ya neyse.
hasan doğan konusuna da değinip bitiriyorum. hasan doğan kimin adamı? rte. seyrantepe arazisi için kim galatasaray'a kıyağı yaptı? rte. hasan doğan'In aday olması için kulüpler birliği başkanı olarak kim devreye girdi? özhan canaydın. bu tabloya bakınca "hasan doğan aziz yıldırım'ın adamı" demek komik duruma düşürmez mi adamI? düşürür.
takımının galatasaray' a yenildiği bir maç sonrası ali sami yen merdivenlerinin dolu olmasından şikayet eden, hiçbir galatasaray galibiyetini tebrik etmemiş, galatasaray' ın haklı avrupa başarılarına çamur atma cüretini göstermiş fenerbahçe ve yeni kulüpler birliği başkanı.
gerek fenerbahçe kadrosuna yaptığı transferler gerek de tesisleşmedeki çabaları sebebiyle takdir edilesidir. fenerbahçelilerin onu sevmesi elbette doğaldır.
ancak kazın öbür ayağı da var. başka bir tabirle empati diye bir şey var. aziz yıldırım ' galatasaray' ın uefa' yı kazanması tesadüftür ' gibi aşırı komik bir açıklama yaparken ve galatasaray ile beşiktaş kazanıp kendi takımı yenildiğinde hakemlerle federasyondan şikayet ederken, yönettiği ekibin kazandığı başarıların da aynı biçimde değerlendirilme ihtimalini düşünmüş müdür? görünüşe göre hayır.
kısacası; fenerbahçe' den nefret edilmesinin sebebi sayın aziz yıldırım ve yönetim kurulundaki sayın nihat özdemir, murat özaydınlı ve mahmut uslu gibi centilmenlikten, hem de nasıl, uzak ve antipatik şahsiyetlerdir. yoksa fenerbahçe' nin kıskanılması tamamen boş kümedir. avrupa' da maç kazanınca gururlandırır, türkiye' de ezeli rakiptir.
not: yeni görevinde kendisine başarılar dilerim.
'pires nerede' diye hayal urunu transferler uzerinden umuda kapilip neticesinde yonetimine tavir alan; bunun sonucunda da takimini bilmem kac hafta desteklemeyip sonra da taraftarlik dersi vermeye kalkan bunyelerin hakkinda atip tutmamasi gereken $ahis.
son 4 seneye bakilirsa 'yonetim istifa' seslerinin nereden yukseldigi desibel desibel & kademe kademe gorulebilir.
ayrica aziz yildirim kendisi klupler birligi ba$kanligini istememi$; diger 17 takim tarafindan aday gosterilmi$tir.
kendi klubunu yonetemeyip ba$kanliga aday olan insanlarla kari$tirilmamasi gerekmektedir.
asil sorun yada du$unce farki aziz yildirim'da degil, once fenerbahce'yi klupler birligi'nden ihrac edip daha sonra 'noolur ba$kanimiz ol' diye yalvaran zihniyettedir.
he, aziz yildirim merdiven'e mevdiven dedi. adnan polat 2 kelimeyi bir araya getiremiyor 'iii' demekten. yildirim demiroren'den hic mantikli bir cumle duydunuz mu? aziz yildirim en azindan derdini anlatabilmektedir. hatta bu yuzden 2 kelimeyi bir araya getiremeyen diger 17 klubun yoneticileri tarafindan oy birligiyle secilmi$tir.
'mevdiven' cok komik harbiden.
neyse, takilin siz.
bugüne kadar sürekli bok attığı, tanımadığı, etmediği, çoğu zaman gitmediği, hiç bi boka benzetemediği, ancak diger klüplerin başkanlarının gel bu bokun başına geç ısrarlarına dayanamayıp bu klüpler birliği ya da fenerlilerin deyimiyle hiç bi boka yaramayan şeyin başkanı olmuş kişidir.
roberto carlos marca gazetesine verdigi roportajda kendisini $oyle anlatmi$tir;
"buyuk bir kulup yaratmak isteyen bir başkanımız var. Çok fazla parası var. Başkan yardımcımız da tüm Türkiye'nin sahibi olabilir. Başkan bize köte dönem geçirdikleri zamanlar olduğunu da söyleyerek, şöyle demişti; (Bak şimdi Real Madrid'in bütçesi ne kadar, 300 milyon Avro. Manchester United aynı şekilde zengin, ama Fenerbahçe'de harcamak için 180 milyon avromuz var. Her şeyi yaptığınız için burada olduğunuzu sanıyorsanız hepiniz yanılıyorsunuz. Eğer herkesi kovmam gerekiyorsa bunu yaparım ve şu anda dünyanın en iyilerini getiririm). Böyle bir başkanımız var işte. Çok tutkulu, ama aynı zamanda çok iyi bir insan olan başkanımız var. Lorenzo Sanz gibi bir başkan. Kulüple yaşayıp her zaman beklentileri olan biri."
kulupler birligi ba$kani olur olmaz naklen yayin gelirinin 60 trilyon daha artmasina vesile olmu$ insan.
cemkirenler 1 transfer daha yapabilecekler sayesinde..
fenerbahce dergisinin nisan sayisinda ki yazisinda kulupler birligi ile ilgili $oyle soylemi$tir;
--spoiler--
Türkcell Süper Ligde mücadele eden tüm kulüplerimizin başkanları, oy birliğiyle beni Türkiye Kulüpler Birliği Vakfının başkanlığına seçmiştir. Kulüplerimizin yöneticilerine beni bu göreve layık gördükleri için teşekkür ediyorum. Biz de gerekli şartları sağlayarak, tüm kulüplerimizin, Fenerbahçe gibi büyümesi, gelirlerini artırması ve kurumsallaşma adına adımlar atması ve sonuçta da Fenerbahçe gibi kazanması için elimizden gelen çalışmaları yapacağız.
--spoiler--
Yine saçmalayan ve ne dediğini bilmeyen insan.
sonra Niye küfür ediyorlar bana, niye fenerbahçeyi sevmiyorlar.
Sana küfür bile az büyük başkan (!)
Kendi kulübün ile uğraşacağına hala başkalarına laf yetiştirmekle meşgulsün ! biz başarı tekrarlamasını yaptık. Önce şampiyon kulüplerde yarı final oynadık , sonra uefa yı aldık , sonra çeyrek final oynadık.
Rutin olduğu için super kupa galibiyetinde sokağa çıkmadık.Bunları senden icazet alıp yapmadık !
senin birbirinin memesini ısıran takımın gibi ankaragücü'nü yenip çoşmadık.
Çek artık o pis elini Türk futbolundan ! Başkalarının işine karışmadan edebinle otur !
yine doğruları söylemiş büyük başkanımız. işin tuhafı bu sözlerin neredeyse kelime kelime aynısının adnan polat tarafından söylenmiş olmasıdır. gerçi zamanında ergun gürsoy fenerbahçe bizi her alanda geçti dediğinde de birileri kafalarını kuma gömüp susmuştu, adnan polat süreklilik göstermeyen başarılar tesadüfi kazanılmıştır dediğinde de.
sadece kendi kulübü ile uğraştığı için, diğer camiaları ve taraftarları tarafından nefretle kıskançlıkla anılan değerli insan. bugün aziz yıldırım'In oluşturduğu fenerbahçe tablosu kendi kendini yöneten, borç batağı içerisinde yüzmeyen, devlete vergi borcu olmayan, yani bırakın sporu futbolu, vergi verme kültürüne sahip olduğu için tüyü bitmemiş yetim hakkını yemeyen, devlet dairelerinin kapılarında bizim borcumuzu affedin diye kimseye yalvarmayan bir yapıdır.
haliyle taraftar da bu insanın profesyonel yönetim anlayışından dolayı kulübüne destek olmakta, türkiye'Nin en büyük, güçlü, etkili ve ezici camiası olduğu için arkasına aldığı rüzgârla ilerlemektedir. sadece bedava forma dağıtıldığında 10 milyonluk bileti alıp stadı dolduran taraftarların anlayamayacağı türden bir ufka sahiptir.
daha 1 hafta önce simsar operasyonu kapsamında tele kulaklara takılanlar, rakip takım başkanlarını arayıp şike provokasyonu yapanların yanında türk futbolunun temizlik abidesi gibi durmaktadır.
tertemiz elleri türk futbolunun üzerinde oldukça futbolumuzun marka değeri yükselecektir. vizyon sahidir.
aziz yıldırım'ın diline pelesenk olan "tesadüf" kelimesinden başka kelime dağarcığında daha neler olduğunu bilmiyorum açıkçası. yalnız bu kadar boş konuşmak zor olsa gerek. dünyadaki hiç bir kupa şampiyonluğu "tesadüf" olarak nitelendirilemez. zira herhangi bir uluslarlar arası kupayı müzenize götürebilmeniz için minimum 10 rakiple mücadele etmeniz gerekiyor. tesadüfle, şansla bu işlerin yürümeyeceğini bizzat kendisinin de biliyor olması gerekiyor. çok değil 5 sene önce hacıya hocaya okutulan muskalar, şekerler fenerbahçe'nin koruduğu kalelerin içinde duruyordu.
bıraksın artık bu işleri, kabul etsin bazı gerçekleri. takımların bütçeleri, oyuncuları, teknik-taktik yapıları değişkendir, her zaman başarıya ulaşacaklar diye bi' kaide yoktur. bugün porto'nun, dortmund'un şampiyonlar ligini müzelerine götürmeleri akabinde gelen başarısızlık biraz analiz edilirse bu gerçek görülebilir. galatasaray'ı hiç söylemiyorum bile.
helal olsun, fenerbahçe avrupa'da çeyrek finale çıktı, keşke kupayı alsa. keşke o kupayı alsa da biraz sussan be aziz yıldırım.
yine saçmalamanın doruk noktasına ulaşmış fenevbahçenin başkanı. biz aynı şeyleri söylemekten bıktık, yenilmeden aldık biz o kupayı diye. anlayamıyor bi türlü! o zaman tekrar söyleriz;
galatasaray'ın çiçeği saatinde* başkanı adnan polat'ın bile tasadüf görüşüne katıldığı fenerbahçe başkanı. artık geçmişle alakası olmayan geleceğe odaklı bir klübün başkanı. başkanı olduğu klüb uefa kupası almışçasına prim yaptı avrupa'da. galatasaray'da bulunan son dönemdeki bütün hocalar fenerbahçe'nin oyuncularına imrendi hatta basın toplantısında birinci ağızdan söyledi. galatasaray'ın en oturaklı yöneticisi ergun gürsoy gerçekleri söyledi. aziz yıldırım gerçekleri söyledi ancak galatasaraylı arkadaşların ve yönetiminin düşünce yapısını değiştiremedi bu özeleştiriler. bu akşam okuduğum entrylerdeki gibi 2000 senesinde anti fanatik duygularla fatih terim yere çömelip ağladığında onla ağladım. sözün bittiği yerlerde saçmalamak yakışmıyor galatasaray taraftarına. geçmişe mazi dıdıda gazi usulü olmasın galatasaray. yani en azından bu argo sözün çift taraflısı olmasın.
ayip degil mi baskanim? karsindaki de bir avrupa fatihidir, borsada taban yapmis olsada.
cok onemli not: is bu entry, galatasaray'i yada akli basinda taraftarlarini kucumsemek icin degil, borsaya ilk kimin acildigini bile bilmeyen; klavyeden yazip ekle butonuna basinca kendini platini sanan kisiler icin yazilmistir. senin basarina senin baskanin bile tesaduf diyor. ona ragmen aziz yildirim kucumsememis, alt yapinin onemine dikkat cekmis sadece. anlayabiliyor musun?
F.Bahçe Dergisi'nin nisan ayı sayısında yer alan yazısında,
"Gönül istiyor ki, F.Bahçe kendi imkanlarıyla büyürken, Türk sporuna ve Türk futboluna yön veren kurumlar da bu büyümeye ve gelişmeye katkıda bulunsun. Bu kurumların bizi kayırması, imkânların bizim için kullanılmasından bahsetmiyorum. Bugüne dek devletin hiçbir kesiminden ayrıcalık istemedik. Söylemek istediğim tek şey Avrupa başta olmak üzere dünyada futbolun değeri ve geliri artarken, Türk futbolunun yerinde saymasıdır."
"Yani özelde F.Bahçe Spor Kulübü'nün yaşadığı gelişme ve başarılar, genelde tüm Türk futboluna yayılmalıdır. Bu durumdan hem ülke, hem Türk futbolu ve kulüpler hem de F.Bahçe kazançlı çıkacaktır. Artan gelirler, futbol için güzel mekanlar ve tesislerle, oluşan rekabetçi ortamda herkes kazanacaktır. Tüm kulüpler F.Bahçe gibi kurumsallaşmaya başlamalı, Futbol Federasyonu bunun için gerekli ortamları hazırlamalı, kulüplerin gelirlerinin artırılması ve güçlerini sadece kendi camialarından alacakları yapıların oluşturulması sağlanmalıdır."
"Artık bundan sonra olması gereken, yakalanan başarıların aşılması ve sürekli tekrar edilmesi olmalıdır. Tekrar edilmeyen ve aşılamayan başarılar, tesadüfen kazanılmıştır ve hafızalarda hoş bir anı olarak kalmaktan ileriye gidemezler. Oysa gerçek büyüklük ve gerçek güç, hedeflere her yıl ulaşabilmek, bugün çok sevindiğimiz başarıları, alışılmış ve sıradan hale getirebilmektir. işte o zaman Türk futbolu, adını, şimdilerde anılan ülke futbollarının yanına belki de en üstüne yazdıracaktır."
