ceza kovuşturması yapan bir mahkeme, disiplin kovuşturması yapan bir disiplin kurulunun kararını beklemez. tam tersine, daha kapsamlı yargılama yapması gereken mahkemenin kararını bekler ve ortaya çıkacak somut gerçeğe göre disiplin cezası tayin eder. bu hususta avukatlık kanununundaki disiplin hükümlerine kıyasen böyle düşünebiliriz.
öte yandan disiplin kovuşturması yapan kurulun mahkeme kadar geniş imkanları yoktur ve yaptığı kovuşturma disiplin cezası kapsamındadır. bu nedenle, disiplin kurulunun kararının olumlu olması halinde, mahkeme bununla bağlı değildir. ancak, davanın toplumsal meşruiyeti yönünden, disiplin kovuşturmasında aklanmış bir sanıkla ilgili olarak mahkeme üzerinde tahliye baskısı gelişebilir.
tabii, bu düşünceleri, normal şartlar altında, yani bağımsız mahkemelere sahip ve hukukun üstünlüğünü şiar edinmiş, kuvvetler ayrılığı ilkesinin işlediği bir ülkeyi baz alarak ileri sürmek mümkündür. aksi halde, neler olacağını sadece "iyi saatte olsunlar" bilirler.
"3 Temmuzdan bu yana devam eden süreçte kritik viraja gelindi. TFF, pazartesi günü akşamı bu konudaki son kararını açıklayacak. Mahkeme Heyetinin de bu karara göre hareket etmesi bekleniyor.
9 aydır Türk Futbolunu kasıp kavuran Şike ve Teşvik Operasyonunda kritik viraja gelindi 3 Temmuzdan bu yana tanıkların dinlenmesi ve hazırlanan iddianamenin kabul edilmesinin ardından, tam 12 duruşma yapıldı. Mahkemede bu süreç devam ederken; Türkiye Futbol Federasyonu da Profesyonel Disiplin Kurulu Üyelerini geçtiğimiz günlerde Metrise göndererek başta Aziz Yıldırım olmak üzere halen cezaevinde bulunun tutuklulardan sözlü savunmalarını aldı. Bu gelişmeler, hem sportif hem de yargı sürecinde artık yavaş yavaş sona gelindiğinin kanıtıydı."