aziz nayır

entry1 galeri0
    1.
  1. 2 yıldır tutuklu olan oğlu baran nayır için kaleme aldığı şiiri.

    Baran'a

    hiç ayrı kalmamış gibi başlayabilirdik yeniden
    tam kaldığı yerden doğacak güneşin
    sabahın sisli sessizliğinde
    bir kuşun kanat sesleriyle yıkanabilirdik
    elveda masumiyet

    taş üstüne taş koymaz bir aymazlık sarabilirdi benliğimizi
    yıkıp yeniden yapmanın büyülü hevesiyle
    yeniden başlayabilirdik sevmeye bir çocuğun peltek yakarışını
    annesiz, babasız, kadınsız bir iklim olmalıydı
    sesli kalma hakkı olmalıydı f tipi yalıtılmışların
    oysa çocuk-daha dün
    bahçedeki çeşmenin altında çırılçıplak dururdu
    ıslanmış bedeni yaz melteminde titrerdi usulca
    oysa çocuk-daha dün

    hepimiz kimliksiziz artık
    çünkü herkesin bir kimlik numarası var
    ne nerede nasıl eski bir kitap
    çocukluğun küflü raflarından kalan
    hepimiz sersefiliz
    inadına tinerciyiz
    inadına sokak çocuğu

    ne zaman başlasak o taş kitabı okumaya
    gözleri kan çanağı bir derviş dolanır düşlerimizde
    bizim için uyumamıştır bizim için yalınayak
    nasır tutmuş tabanlarıyla her dönüp gidişinde

    uzaklarda belki yakınlarda
    esrik bir kaval sesidir koyun olasın gelir
    kuzu olasın gelir düşersin gölgesine annenin
    aymaz bir karanlıktır insan olasın gelir
    inadına yalnızız

    kim bilir hangi saatidir -tam ortasıdır kuş göçünün belki de
    kendine dönüp duran kırık bir kum saatidir
    kim bilir hangi köşebaşıdır
    bir telaş bir kaçıp gitme hevesi
    oysa kalıp direnmek zamanıdır
    inadına çoğalarak

    kimse sormuyor kimseye artık
    sizi sevebilir miyim
    sevebilir miyim tüm insanlığı
    sizin nezdinizde
    ellerimi ellerinizden
    ayırabilme hakkım olacak mıdır beni severseniz
    beni severseniz
    gözlerimi gözlerinizden
    sözlerimi kendi sözlerim olarak
    sunabilir miyim altın taslardan ırak

    çok şey anlatabilir insan yeni tanıdığı birisine
    onlarca kez anlattığı bir yaşamışlığı
    bir kez daha aynı coşkuyla sunabilir bir yüreğe
    kalıp o an yepyeni bir gözde
    deneyebilir susmayı
    kimse sevmiyor kimseyi-kendini bile

    o çocuk taş atmamıştır devletin polisine
    belki bir sabah simsiyah gözlerinde
    açlığı ve çaresizliği görmüştür yalınayak bir bebenin
    kendi yurdunda yurtsuzluğunu görmüştür
    kendi toprağında topraksızlığını
    kendi mezarlığında mezarsızlığını görmüştür de
    ayağa kalkmıştır sadece
    sadece ben demenin küçülmüşlüğüne tükürüp
    biz demiştir bakarak gözlerine derebeylerin
    o çocuk incitmemiştir kertenkeleyi bile

    kim bilir hangi saatidir gecenin
    kara bakışların uğultulu korkusudur
    elbette bitecektir bu sahte tören alayı
    yeniden hep yeniden
    tam da başladığı yerden kırlangıç göçlerinin

    şimdi susup dinleme zamanıdır taşların söylediğini

    20.7.2010

    Aziz Nayır
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük