bildiğim kadarıyla "ateşe tapan" gibi bir anlama geldiği için azerilerin kendileri için kullanmayı reddettikleri sözcük. bunun için kendilerine "azerbaycanlı", kendi konuştukları dile de "azerbaycanca" derler.
rüşvet, hırsızlık vb eylemler kendilerinin yaşam tarzıdır ama ortaya çıkıp "türkiye bize ahlaksızlık getirdi" diyebilen utanmazları vardır.
yanlış anlaşılmasın, bir azeriye "rüşvet senin yaşam tarzın" desen yüzü kızarmaz, utanmaz, kızmaz. hatta "ne var verdim parasını hallettim işimi" diye övünerek anlatır.
bir de bizim milliyetçi dallamalar azerilerin ne kadar öz türk, türkoğlu türk, hatta anadolu türkünden bile daha safkan türk olduğunu iddia etse de azerilerin büyük çoğunluğu kendilerini azeri olarak adlandırırlar ve "sen türksün" denildiğinde pek kabullenmek istemezler. konuştukları dili de "azerice" olarak adlandırırlar, "azerbaycan türkçesi" gibi ifadeleri asla kabul etmezler.
bir de dillerinin ne kadar saf, ne kadar katıksız olduğundan dem vurup türkiye'de konuşulan türkçe için habire "hep arapça farsça sözcük dolu" diye şişinseler de ülkelerinin adı azerbaycan respublikası'dır, başında da prezident dedikleri herif bulunur. yani konuştukları dilin neredeyse yarısı rusça kelimelerce işgal edilmiştir.
ülkenin genelinde ekseriyetle iyi ve naif insanlar yaşar, misafirperver ve neşelidirler. ancak bakü'de yaşayan zengin kesimin büyük çoğunluğu sonradan görme, para delisi, görgüsüz, kültürsüz tiplerdir. birden bire aşırı paraya boğulan bu hanzolar her şeyin en pahalısını, en gösterişlisini severler. türkiye'ye gelince avmleri neredeyse işgal edip en en en pahalı kıyafetleri, aksesuarları almak için bir taraflarını yırtarlar. gel gelelim tamamına yakını eşine, kızına araba kullanmayı, dışarıya tek başlarına çıkıp bir yere oturmayı falan yasaklar. yine aynı kişiler trafikte kadın sürücü görünce altlarındaki mercedes, bmw ya da audi'yi kadının üstüne üstüne sürüp taciz eder, üstelik bunu övünerek anlatır. daha da kötüsü bu anlatımı duyan kadınlar da "aman iyi etmişsin" diye herifi alkışlar.
en iyi yemekler, en iyi ahlak, en güzel yollar, binalar, en kaliteli şehirler, en güzel şarkılar hep onlardadır. gel gör ki, hep ön cephesini sergileyip dünyaya gösterdikleri bakü'nün arka sokakları çöplüktür, insanlar çöpten ekmek toplar. en iyi şarkıları da eurovision kazanan şarkıdır ki, kazanmak için kaç milyon dolar rüşvet dağıttıkları bir kaç ay önce çıktı meydana.
kimse kusura bakmasın, bir anda parayı bulan, bir anda kapalı toplumdan açık topluma geçen, bir anda dünyaya gözünü açan her millet kadar görmemiş ve tuhaftırlar.
bok atacak olan varsa peşin söyleyeyim, azeri kökenliyim ve baba tarafından tüm akrabalarım, kuzenlerim, amcalarım azerbaycan'da yaşayan öz be öz azeridir.
bilinenin aksine kendilerine bu ismi ilk olarak güney azerbaycan sınırlarında doğan ahmet kesrevi vermiştir. kafkasya'da yaşayan azerbaycan denilen bölgede yaşayan türklerin 11. yüzyıla kadar bölgede yaşayan azerilerin asimile edilmiş torunu olduğunu iddia etmiştir. hatta kesrevi'nin iddialarına göre bugün azerbaycan denilen bölgenin aslında azerbaycan olmadığını oradaki türklerin azeri olmadığını da yazmıştır.
kesrevi'nin iddiaları kimse tarafından benimsenmemiştir, fakat aynı yıllarda sovyetler birliği hükmü altında yaşayan türklerin hepsine farklı isim takmak için uğraştığı için azerbaycan bölgesinde yaşayan türkler için "azeri" ismini uygun görmüştür. aynı şekilde özbek, kazak, kırgız, türkmen, tatar, tuvalı, altay, yakut gibi çeşitli isimler ile türkleri boylarına veya yaşadıkları yerlere göre bölmüş ve yönetmiştir. bunların yanında bir türlü isim bulamadığı ahıska türklerine ise en acımasız şekilde davranmıştır.
