bizim gibi garibanların sanatçısıydı. garibandı gariban gitti. biz garibanların yüreğiniz son kez yakarak. şimdi sen yoksun. yüreğimizi şarkıların yakıyor. özledik be seni.
titreyerek şarkı söyleyen vefat etmiş olan şarkıcı. hatta eski arabalara 'azer bülbül gibi titriyor' benzetmesi yapılırdı. efkarlıysan gecenin bu saatinde iyi gider.
efkarlıysan ve fonda da azer bülbül çalıyorsa, sigaranın ve biranın sonu gelmez. derdine dert katar, içini acıtır, seni alıp anılarının içine gömer. iyi adamdı vesselam. he bir de çok titrerdi rahmetli.
varoşların, ezilmişlerin müzikal isyanı. türkiye'de arabesk kültür içerisinde özgün tarz yakalamış ender sanatçılardan birisi. yaptığı müziği seversin, sevmezsin; ama ölümüyle alay etmek, titreme sarsılma muhabbeti yapmak da büyük yavşaklık. her şeyi geçiyorum, 90lara ait figürler bir bir yok oluyor. titremesiyle de olsa hafızalarda yer edinmiş bir azer bülbül var, çocukluğumuza dair izlerden birisi. ortalık bu kadar boş beleş adamla doluyken bu adamın genç yaşında otel odasında ölmüş olmasına ciddi anlamda üzülüyorum.
anneyle ilgili en güzel şarkılardan birini yapmıştır, bence. her dinlendiğinde annenin bir gün elinden kayıp gideceği aklına gelir insanın ve gözlerinden gözyaşları dökülür.
rahmetli şarkıcı. dinlemezdim, sevmezdim, hatta öldüğünde üzüldüğümü filan da sanmıyorum. az önce bir swf'ye tıklayınca sesini yine duydum. üzüldüm. dünya fani. lan adam öldü lan. artık yok. hesap gününü bekliyor. lan uyanın lan. dünyaya boş boş yaşamaya gelmedik. uyanın alooo. ölücez hepimiz.
her ne olursa olsun, beğenilsin ya da beğenilmesin, acısını kendi kendine yaşayan, taşıyan bir adam olmayı fazlasıyla başarmıştır. titremesiyle hayatımıza düştüğü, son derece de orijinal olduğu halde krizlerini gelip canlı yayınlarda geçirmedi çünkü bu adam. medya maymunu diye tabir edilen sınıfa girmedi. arada bir aklımıza düşüp de "nerde lan bu" diye sorarken biz, o kendine kapanmış; demek ki. o kadar kapanmış ki, öldüğünde haberdar olduk. tüm kalbimle söylüyorum: allah rahmet eylesin.