ölümüyle ilgili sümen altı edilen mevzular var. şimdi; bu adam tavernada kendisini dinlemeye gelen hayranını, bir saat önce tanıştığı hatunu, max taverna'dan hotel mostar'a götürüyor ve cinsel gücü arttırıcı ilacı alıp ilişkiye giriyor.
fenalaşınca, o hatun ambulansı aramak yerine kahpe gibi kaçıyor ve adam gözden ırak, kimse haberi yokken can çekişerek ölüyor.
o kadın, saatler sonra gözaltına alınıyor ve sonra serbest bırakılıyor. adı sibel a. işin kötü yanı, o olaydan sonra internette arama yaptığınızda, o kadınla ilgili tek bir bilgi bile çıkmıyor. yani dosya kapatılıyor. normalde, ihmal sonucu ölüme sebebiyet vermekten cezaevini boylaması gerekiyordu. öyle ya, adamdan zevklenmek için, kendini becertmek için otele gidiyorsun gece vakti zina yapıyorsun, lakin göz göre göre ölüme terk edip kaçıyorsun.
hiç kimsenin bahsetmediği ilginç bir konu. herkes azer bülbül'ün otel odasında kalp krizi geçirdiğini konuşmuş ve ondan sonra da hiç bir şey konuşmamış. sanki durup dururken kalp krizi geçirmiş. viagra muadili bir ilaç, seks yaparken duyulan heyecan, fenalaşınca kadının otelden kaçması... bunlar sanki çok normal bir olay.
yaptığı müziğin yanından geçmem. ama sevenleri var. mhp ve dtp sempatizanlarının ortak beğenisini kazanmış ender adamlardandı.
dalga geçenler; babaları öldüğünde anlayacaklar. adsl parasını artık kendin ödemek zorunda kalacaksın a.k malı.
allah rahmet eylesin.
bazı yavşak oğlu yavşakların bir insanin ölümünden bile espri yapabilecek kadar kahpeleştiğini ispatlayan vefat.. adamı sev ya da sevme tarzını beğen ya da beğenme ulan piç kurusu sen kimsin de adamın arkasından geyik çeviriyorsun. haddinizi bilin, sikerler.
neyse asıl konumuza dönünce, azer bülbül.. evet dinlediğimiz zamanlar olmuştu, kalbimizde yer etmiştin, sevmiştik seni. erken oldu bu huzurla uyu.
beni, her ne kadar tarzını beğenmesem ve kendisini dinlemesem de, bir yerlere gelebilmesinden dolayı duyduğum sempatiyi, ettiğim takdiri televizyonda, onbinlerce kişinin karşısında, ona destek olmuş ve edindiği şöhretin vesilesi olmuş karısını "Allah aşkına söyleyin bana, bu kadın benim yanıma yakışıyor mu!" diyerek küçük düşürmesiyle kaybetmiş, arabesk şarkıcısının hakkın rahmetine kavuşması. Allah taksiratını affetsin.
bir metalci olarak şunu söyleyebilirim: şimdi bu adamla dalga geçen cümleler kuran elemanlar varya, ah işte sanal ortam, kimsenin gerçek kimliği bilinmiyor ki, ergenilik dönemine ait kasetleri alıp gözüne gözüne sokasın.
evet ben şu an tek bir arabesk parça dinlemiyorum ve azer bülbül'ü en son 16-17 yıl önce dinledim. ama dinledim. öyle, geçip kılavyenin başına anasının karnında metalle, klasik müzikle doğmuş triplerine şaklabanlıklarına gerek yok. herkes birazcık da olsa dürüst olacak. dinlemiyorum diyebilirsin. ama hiç dinlememiş rolü yapmayacak, dinleyenlere bin bir türlü sıfatlar yükleyip durmayacaksın.
buradan alacağın karma yüzünden sana kimse madalya vermez. ama dürüst olmayı denersen belki gerçek dünyada faydasını görürsün.
tanım: azer bülbül'ün vefat etmesidir. ailesine ve sevenlerine başsağlığı, merhuma allah'tan rahmet dilerim.
askerdeyken tek dinleyebildiğimiz (uzun dönemlerin zorlamasından ötürü) kişi olmasından dolayı ister istemez insanda bir tanıdığın ölmesi gibi bir hissiyat uyandırmıştır.
buraya ''titreyerek ölmüştür'' veya ''üzüntüden sevenlerini titretmiştir'' tarzında entry girenleri anlayamıyorum. Ölmüş biriyle dalga geçince daha mı komik oluyoruz? yoksa daha mı cool bir duruşa sahip oluyoruz? ''Evlat olsa sevilmez'' derler ya hani... heh işte bu yorumları yazanlar buradan bakınca aynen öyle görünüyorlar.
bize sadece ''allah rahmet eylesin'' demek düşer.
Allah rahmet eylesin.