boynuna doladığı eşarbın iki ucunu eliyle bağlıyor kadın. düğümü atıyor , biraz daha sıkıyor, boynu acır gibi, yüzünü buruşturuyor, nefes alıp verişi hızlanmıyor. bir iskemle çekiyor altına sonra, oturuyor, bir ayağı sallanır gibi ama olsun. bacaklarını birleştiriyor, elinde duran ipi bileklerine doluyor. düğümü atıyor, bilekleri acır gibi, nefes alıp verişi hızlanmıyor. ayağa kalkmayı deniyor son bir hareket kaldı yapması gereken ama bir hareketiyle yere kapaklanıyor, olsun. zincir tam da orda duruyor. tek koluyla uzanıyor kadın yerde, evet şimdi zincir elinde. cebinden anahtarı çıkarıyor, zincire bağlı kelepçeyi geçiriyor eline, anahtarı saat yönüne iki kez çeviriyor delikte. fırlatıyor kadın sonra anahtarı bir diğer köşeye. kendi kendini hapsediyor kadın adı yalnızlık olan odanın içine. düşünüyor kadın, yalvarışı kurtarılmak için değil, kendini kurtarmak için o illetten. dudaklarından dökülüyor arzusu: " azad et beni aşk "... canı acır gibi kadının, nefes alış verişi hızlanmıyor.
--spoiler--
askimiz bir yaz gunu basladi ve bir yaz gunu bitti.
unut sana yazdiklarimi ve unut sevismelerimizi.
memelerini geri al ve geri ver penisimi.
ulan istanbul bu bana reva midir ?
ulan o denli sevmisim mustehak midir ?
siktirip gidiyorum burdan!
basinizin caresine bakin!
raki icecegim iste.
arabesk dinleyecegim.
intihar edecegim.
kiciniza kina yakin!
--spoiler--
hayat diyordun hayat..
yaşamak boş bir inat..
haklıydın belki o zamanlarda..
daha yüreğim nasır tutmamıştı..
şimdi anlat bana anlat..
ölümün avucundan su içtik bir ayrılık sabahı..
ayrılık yosun tuttu terkedilişin kumsalında..
anlat diyorum sana anlat..
yaşayan da mı ölen de mi
yoksa sevebilende mi kabahat..
şimdi kirpiklerinden öpüyorsam eğer ben aşkı...
alnımdan tek kurşunla gelip öpeceği gün yakındır..
ölümle öpüşüyorum ben hayatla sevişiyorum..
kollarıma alıp bu kenti...
kucaklıyorum bütün kadınlarımla..
ve bütün sokak lambalarını bir bir söndürüp..
rıhtımdaki fenere gidiyorum..
kendi gözyaşlarımla öpüşmek için..
o gece, o bodrum katında gördüğüm de kendisini gözlerimiz kaçmadı boşluktan. baktık inatla birbirimizin içine. içimizi gördük sulanan gözlerimizin ardında. sıktık dişlerimizi. "rest" çektikçe dumanların altında, ikimizde çoktan vazgeçmiştik kazanmaktan.
kazanmaktan vazgeçtiğimiz için kaybetmeye çalıştık. kaderin cilvesiydi sabaha kadar kazanmamız. ve, hayatın bize yapmış olduğu en boktan şakasıydı. inanamıyorduk bir düşman gibi girmiş olduğumuz bodrum katından kol kola yürüyen iki sevgili olarak çıkmamıza.
güneş doğmaya yüz tuttuğunda sorduk birbirimize:
-bana gelmek ister misin?
cevaplarımız gülüş oldu yankılandı sabahın aydınlığında boş sokaklarda. "sana mı gelme mi istiyorsun?" diye başka bir soru sorduğumuzda karşılıklı, tekrar güldük ve o melun soruyu sorduk son kez:
-sen kimsin?
aynalara bakmaktan vazgeçtik. duvarlara bakarak kestik sakallarımı, ve ellerimize değenlerden ibaret oldu yaşam. hissetiklerimiz kadardı dünya. başka da bir şey değil.
sözlerle vuru aşk insanı en çok..
bazen söylenenlerle..
bazen söylemeye kıyılamayanlarla..
bazen de hiç söylenmeyecek olanlarla..
....................................
bunun üstüne söylenecek çok şeyi var şairin..
ama artık makul düşüncelere dair yazma zamanıysa eğer..
iki şey kalıyor geriye...
sus ki dinleyebileyim yüreğimin atışını..
ve duy ki..
azat et beni ey aşk...
hiç sevmedim..
senin kadar kimseyi..
.. ve hiç acıtmadı..
hiçbir sevdiğim..
içimi sen kadar..
ve istemedim hiçbir teni;
bütün pürüzlerine şarkılar yaktığım tenin kadar..
sicarim canina ask
ver mektuplarimi
al mektuplarini
isimiz bitti senle
artik kaputt
yavas yavas uza
artik
misafirim gelecek
hos geldin
ya sehri dangalaklik
sen hala burdamisin
ask?
nöbetciler
alın bunu ve
timsahlara yem edin
aşkın pençesinden kurtulamayan insanın çaresizlik dolu haykırışıdır.
- azad et beni ey aşkk!
+ kendin buldun beni ey manyak insanoğlu ben meraklıydım sanki sana..
bütün o romanlar, bütün o şarkılar senin için yazılmadı mı ey aşk? bütün o hüzünler, bütün o çaresizlikten kıvranmalar senin yoluna kurban edilmedi mi? ve bütün yalanlar senin için, bütün akla zarar sözler ve bütün replikler senin için tasarlanmadı mı loblarda? ve kahretsin ki bütün o gururlar senin için incinmedi mi söylesene bana?
senden nefret edeyim diyorum olmuyor. kaçayım uzaklara diyorum yine olmuyor. maskelere bürüneyim tanıma beni istiyorum, maskem de sen oluyorsun. söyle bana ben seninle ne yapayım ey aşk.
ve artık, artıktan da öte hep, dur diyorum sana. anla biraz beni de. ben senin için nelere katlandım bir bak. dön geriye de bir bak. döktüğüm gözyaşlarında yüzen ölü çocuklara bir bak. allahını kitabını seveyim aşk. dön de bir bak.
inan ki göğsümü yarıp bağırmak geliyor içimden. imdat diye. öyle doluyum ki seninle. öyle kaplamışsın ki bedenimi hastalık gibi. ne ilaçlar fayda ediyor ne bıçaklar.
biraz insanlık kaldıysa içinde, biraz sıkıldıysan benle oynamaktan, ve biraz açsan yeni sömürüşlere, gözünü seveyim bırak beni.bırak da yaşayayım hayatımı. artık şiir okumaktan sıkıldım. techno düşünceler sarsın istiyorum beynimi. biraz da kaymak istiyorum kaygısızlığın dağından aşağı. ve birazcık da başka eziyetler tatmak istiyorum. senin eziyetine doydum inan. eğert sende doyduysan ve aşka inanıyorsan sende, kendine inanıyorsan;
azat et beni ey aşk...